Header Ads

Historie de Melody Nelson


- DONAT BAYER -
Geçen yıl vizyona giren ve Joan Sfarr’ın yönettiği Serge Gainsbourg’un hayatını konu alan Gainsbourg (Vie Héroïque) büyük şarkı yazarını ölümünün ardından neredeyse 20 yıl sonra bir defa daha gündeme getirdi. Gainsbourg’un İngiliz ve Amerikan popüler müziği üzerindeki etkisi yeni bir bilgi değil. Portishead, Beck, Michael Stipe, Jarvis Cocker, Marianne Faithfull ve Madonna, Gainsbourg’a hayranlığını dile getirip, şarkılarını coverlamış isimlerden sadece birkaçı. Bakışlarımızı Fransa’ya çevirecek olursak; Gainsbourg’un belki de modern Fransız şarkısını en derinden etkilemiş isim olduğunu söyleyebiliriz.

Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenciyken bir akşam Milord l’Arsouville’de Boris Vian’ı izledikten sonra hayatını müzik yaparak geçirmek istediğine karar veren Gainsbourg kariyerine dönemin Rive Gauche kabarelerinde piyano çalarak başladı. Kısa bir süre sonra ise Art Tatum, Dizzy Gillespie, Miles Davis ve John Coltrane gibi cazın büyük isimlerinin etkisiyle kendi şarkılarını yazmaya başladı. Her ne kadar bu ilk şarkılar melodik olarak klasik şarkı geleneğinin çok uzağına düşmüyorduysa da Gainsbourg’un sözleri karşı karşıya olduğumuzun pek de kendinden önceki şarkı yazarlarına benzemeyen bir şair-şarkıcı olduğunun anlamamız için yeterliydi.

Gainsbourg 60’lı yılların ortasından itibaren yazdığı şarkılarla rock, funk, reggea ve funk gibi müzik türlerine ait elementleri Fransız şansonuna adapte etmeye başladı. Şarkı sözleri ise içerdikleri alışılmadık fikirler, hikayeler, erotik imajlarla neredeyse küçük bir devrim niteliği taşıyordu. Bunun da ötesinde her şarkısında bir defa daha ispatladığı üzere Gainsbourg tıpkı Jacques Brel, Georges Brassens ve Leo Ferre gibi gerçek bir şairdi. Kendini Fransız şarkısının dilini sarsmaya, kelime hazinesini genişletmeye adamıştı. 60lı-70li yıllar boyunca Juliette Greco’dan Catherine Sauvage’a, France Gall’dan Brigitte Bardot’ya kadar Gainsbourg’un şarkılarını söylemeyen kalmadı. Büyük şair-şarkıcı bir anlamda klasik şansonun ilk modern pop yıldızıydı.

Gainsbourg ilk çıkışını her ne kadar yukarıda saydığım isimlerin seslendirdiği şarkılarıyla yaptıysa da onu bir kült figür haline getiren Histoire de Melody Nelson ve L’Homme a la Tete de Chou gibi kendi albümleri oldu. 1969 yılında Jane Birkin’le beraber yayınladığı ve Gainsbourg’un fiziksel aşkın imkansızlığı üzerine yazılmış “anti-fuck” bir şarkı olarak tanımladığı Je T’Aime… Moi, Non Plus’yle şarkı yazarını Atlantik’in her iki yanında da listelerin en üst sıralarına taşıdı. Gainsbourg Birkin’le beraber 1971 yılında, bu defa Histoire de Melody Nelson’ı kaydetmek üzere, bir defa daha stüdyoya girdiğinde muhtemelen yaratmakta olduğunun tüm popüler müzik tarihinin en olağanüstü işlerinden biri olduğunun farkında değildi.

Histoire de Melody Nelson 7 şarkıdan oluşan bir konsept albüm. Gainsbourg’un Lolita-vari bir hikaye etrafında kurduğu albümün yarı otobiyografik olduğunu söyleyebiliriz. Hikaye 43 yaşında zengin bir adamın Rolls-Royce’uyla gezerken bisiklet süren genç bir kıza çarpmasıyla başlıyor. Bu çarpışma anı beraber geçirilecek tamamen düşsel bir zamanın kapılarını açıyor. Libidonun karanlık tarafına yapılan yolculuk Melody’nin bir uçak kazasında ölmesiyle sona eriyor. Histoire de Melody Nelson tamamı 27 dakika süren büyüleyici bir fantezi olarak niteleyebiliriz. Hikayeyi büyüleyici kılan Gainsbourg’un sözlerinin yanı sıra Jean Claude Vannier’nin Gainsbourg’la beraber yazdığı müzik ve düzenlemeler olduğu söylenebilir. Albüm boyunca bas, davul ve gitarlara eşlik eden büyük bir yaylı orkestrası Gainsbourg’un sözlerini, Birkin’in çocuksu sesini popüler müzik tarihinin en güzel kazasının anlatıcısı haline getiriyor.

Mercury geçtiğimiz günlerde iki cd ve bir dvd’den oluşan bir set halinde Histoire de Melody Nelson’ın 40. yıl baskısını piyasaya sürdü. Birinci cd’ye eşlik eden ikinci cd neredeyse tamamen orijinal albümde yer alan şarkıların dışarıda bırakılmış versiyonlarından oluşuyor. Daha önce gün ışığı görmemiş, ilk defa bu baskıda karşımıza çıkan tek parça Melody Lit Babar’ın ise Histoire de Melody Nelson’ı oluşturan diğer şarkılarla uyum içinde olduğu söylenemez. Her ne kadar Gainsbourg’un kimi şarkılara başlamadan önce söylediklerini işitmek heyecan verici olsa da ikinci cd’de yer alan parçaları orijinallerinden ayırmak neredeyse mümkün değil. Dolayısıyla seti oluşturan ikinci cd’nin ne kadar gerekli olduğu tartışılır. Fakat albümün bu baskısı sadece eşlik eden dvd için dahi almaya değer. Gainsbourg’un albümün tanıtımı için hazırladığı filmden kesitlerin yanı sıra Jean Claude Vanier ve Jane Birkin’le yapılmış röportajların da yer aldığı dvd’i aynı zamanda Gainsbourg’un albümü kaydederken çekilmiş kimi görüntülerini de içeriyor.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.