Birbirimizle Konuşmak Sergisi Berlin'de
Türkiye ile Ermenistan arasındaki uzlaşma sürecine katkıda
bulunmak için hazırlanan "Birbirimizle Konuşmak" adlı gezici sergi
Berlin'de açıldı. Sergi, iki ülke arasındaki sözlü tarih projesinden bir
kesit sunuyor.
Gezici sergi
Hazarashen Ermeni Etnografya Çalışmaları Merkezi Yöneticisi Hranush Kharatyan-Arakelyan
Sergi, 2009 yılında Türkiye ve Ermenistan'da başlatılan sözlü tarih
projesinin ürünlerinden biri. Proje, Bonn merkezli Alman Yetişkin
Eğitimi Birliği Uluslararası İşbirliği Enstitüsü (dvv international),
İstanbul'da bulunan Anadolu Kültür adlı sivil toplum kuruluşu,
Hazarashen Ermeni Etnografya Çalışmaları Merkezi ve Ermenistan Oyuncular
Birliği'nin ortaklığı ile yürütülüyor. Projenin finansmanı Almanya
Dışişleri Bakanlığı tarafından sağlanıyor.Proje kapsamında, Türkiye ve Ermenistan'dan gençler uzmanların gözetiminde sözlü tarih görüşmeleri yürüttü. Mülakatlar, “Birbirimizle Konuşmak: Türkiye ve Ermenistan'da Kişisel Bellek Anlatıları” adlı kitapta Türkçe, Ermenice ve İngilizce olarak derlendi. Bu mülakatlardan hazırlanan sergi, 2010 yılından bu yana farklı kentleri dolaşıyor. Sergi, Berlin'den önce İstanbul, Diyarbakır, Antakya, Erivan, Vanadzor, Kervansaray, Gümrü, Tiflis ve Lefkoşa'da açıldı. Serginin bundan sonraki durağı ise Paris olacak.
Saklı tutulan isimler
Serginin küratörlüğünü üstlenen Carmen Beckenbach, Türkiye ile Ermenistan'ın uzlaşma sürecine katkı sağlaması hedeflenen bu projede, özellikle sözlü tarih yönteminin seçildiğini belirtiyor. "Sözlü tarihin, geçmişte yaşananları ele almanın yöntemlerinden biri" olduğunu belirten Beckenbach, "burada bir uzman, 1914'te bu, 1917'de şu yaşandı demiyor. Burada anılar, yaşanmış olaylar, anlatılan hatıralardan kalan anılar dile getiriliyor ve bunları sıradan insanlar anlatıyor" diyor.
Sergide, yapılan mülakatlardan bir kesit yer alıyor. Ermenistan'da mülakat verenlerin fotoğraf ve isimleri açık bir şekilde sergilenirken, Türkiye'de görüşülen kişilerin isimlerinin saklı tutulduğu göze çarpıyor. Türkiye'de son yıllarda “geçmişle yüzleşme konusunda bir konuşma alanının açıldığını” belirten Anadolu Kültür Direktörü Meltem Aslan, Ermeni meselesinin bir anlamda “hâlâ tabu” olduğunu ifade ediyor. Aslan, isimlerin neden saklı tutulduğunu şu sözlerle açıklıyor: “Çünkü her ne kadar bir alan açıldı desem de, o alan yeni açılmaya başladı. Ve sonuç olarak bu Türkiye'de bir tabu hâlâ. O yüzden anlattıkları hikâyeler veya söyledikleri şeylerden dolayı bir korku hâlâ var.”
"Toplumlar arası diyalog sürüyor"
Benzerî projelerin çoğalması ile meseleye yaklaşımda değişim yaşanabileceğini dile getiren Aslan, “Birbirimizle Konuşmak” adlı projenin de sürece katkı sağladığına işaret ediyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için 2009 yılında imzalanan protokole dair sürecin dondurulduğunu hatırlatan Aslan, buna rağmen sivil toplumlar arasında ilişkinin sürdüğüne dikkat çekiyor. "Sadece Anadolu Kültür değil, Türkiye'de bir çok sivil toplum kuruluşunun" bu alanda projeler yürüttüğünü söyleyen Aslan, "akademisyenler olsun, gazeteciler olsun, sivil toplum çalışanları olsun, insanların devamlı Ermenistan ile ortak işler yaptığını, bir araya geldiğini, Ermenistan'a gidildiğini ve bir araya gelinerek, aslında hepimizde var olan önyargılardan, konuşarak, birbirimizi karşılıklı dinleyerek kurtulmaya çalıştığımız bir süreç olarak görüyorum ben bunu” şeklinde konuşuyor.
Türklerden beklentiHazarashen Ermeni Etnografya Çalışmaları Merkezi Yöneticisi Hranush Kharatyan-Arakelyan, bu projededeki çalışmaları sonucunda, Türkler için “sürecin,” Ermeniler için ise “sonucun” önemli olduğunu gördüğünü belirtiyor. Bu projeyle karşılıklı beklentilerin ne olduğunu daha iyi anladığını belirten Kharatyan-Arakelyan, Türklerden beklentilerini şu sözlerle dile getiriyor:
“Bu proje ile sıradan insanların yaklaşık 100 yıl önce gerçekten ne olduğunu öğrenmesini ve Türkiye'nin bazı bölgelerinde insanların hangi acıları yaşadığını anlamasını diliyorum.”
( DW Türkçe-Jülide Danışman)
YORUM YAZIN