Sevan Nişanyan'ın 'Müslümanların Masumiyeti' Filmi Üzerine Yazdıkları Tepki Topladı
Araştırmacı-yazar Sevan Nişanyan'ın 'Müslümanların Masumiyeti' filmi üzerine yazdıkları tepki topladı. Tepkilerin büyük çoğunluğunun ırkçı ve hakaretamiz sözlerden oluşması ise özellikle dikkat çekti. Nişanyan'ın sözlerinin nefret söylemi olduğu yorumları da yapıldı.
Yazar Sevan Nişanyan 'Müslümanların Masumiyeti' filminin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini yazdığı yazısından ötürü özellikle sosyal medyada büyük tepki aldı.
Yazarın
en büyük tepkiye yol açan sözleri ise şunlardı:
'Mesela Paris’in meydanında “Fransızlar şöyle böyledir, hepsini kesmeli” diye konuşmak nefret suçu değildir, çünkü bir hak ihlali sonucunu doğurması ihtimali yoktur. Ama “bütün zenci seyyar satıcılar hırsızdır, bunları sınırdışı etmeli” demek, eğer gerçek bir düşmanlık ve saldırı eğilimi doğurma olasılığı varsa, nefret suçu oluşturabilir.
Yahudilerin küçük bir azınlık olduğu X ülkesinde mikrofonu kapan cami hocasının “Yahudiler şöyle menfur bir ırktır, bütün kötülüklerin ardında onlar vardır, kitapları da zaten sahtedir” diye kusmuk saçması, klasik bir nefret suçu örneği oluşturur. Aynı ülkenin başbakanının, “teröre” karşı duyarlığın şiddetle pompalanmış olduğu bir ortamda, muhalif bir partinin üyelerini teröristlikle suçlayarak onları terör örgütüne katılmaya davet etmesi, tartışma götürmeyecek netlikte bir nefret suçu vakasıdır.
Buna karşılık bundan yüzlerce yıl önce Allah'la kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir. "İfade özgürlüğü" denilen şeyin, adeta anaokulu seviyesindeki bir test örneğidir"
TEPKİLERE CEVAP VERDİ
Gelen
tepkilere blogunda yazdığı başka bir yazı ile cevap veren Nişanyan şunları dedi;
'Kamuya malolmuş şahsiyetlere ilişkin ileri geri konuşma hakkı, özel kişiler hakkında konuşma hakkından çok daha geniştir. Doğru düzgün yerleşik hukuka sahip olan ülkelerde bu ayrım gözetilir. Başkan Obama için "vatan haini ahlaksız herif" dersen ABD'de ceza almazsın; ama komşunun bacanağına böyle desen ödetirler. Kişiler siyasi ve sosyal önderlik rolüne soyunmuşsa, düşmanlarının da olabileceğini hesaba katmak zorundadır. Kamuya malolmuş ve uzun zaman önce ölmüş şahısları alay ve aşağılamadan koruyan herhangi bir hukuk ilkesi düşünülemez. Jül Sezar'a laf sokabiliyorsan Muhammed veya İsa'ya da sokabilmen gerekir mantıken.Müslümanlığa dair görüşlerim maalesef olumlu değildir. Bu görüşlerimi de istediğim ortamda istediğim dille çatır çatır ifade etme HAKKINA sahip olduğumu düşünüyorum. Ha, bu konu aslında gündemimde baş sırada yer alıyor mu? Hayır almıyor. Ayrıca insanları üzen, rencide eden sözler söylemeyi sevmem. AMA, hoşuma gitsin gitmesin eğer başka birileri, analarının ak sütü gibi helal olan ifade özgürlüklerini kullandığı için Müslüman linç güruhlarının saldırısına uğruyorsa, o zaman işin rengi değişir. O mücadelede saf tutmayı boynumun borcu bilirim.'
Nişanyan'ın bu sözleri ile nefret suçu işleyip işlemediği de tartışma konusu oldu.
Nişanyan'ın Ermeni kimliğine dönük ırkçı tepkiler de sosyal medyada bolca yer aldı. Twitter'da 'Sevan Nişanyan Tehcir Edilsin' başlığı en çok kullanılan 'hashtaglerden (Etiket) biri oldu.
İslam Peygamberi Muhammed'i ve Müslümanları olumsuz bir şekilde gösteren
film Ortadoğu'da büyük tepki toplamış, Libya'da Amerikan
Büyükelçisi'nin ve 3 elçilik çalışanının ölümüne yol açan eylemlerin başlangıç noktası olmuştu.
YORUM YAZIN