Kocam Var, Yazma
- GÜLSÜNAY UYSAL - |
Annenizin kızlık soyadının sondan ikinci harfi lütfen, teşekkürler
O zaman tecrübe konuşsun, müsaade buyurun. Nikah memuru size önce tarih verir sonra da bir kağıt, -verirse şanslısınız-. Kağıt “kızlık” –nasıl bir ifade biçimiyse- soyadınızı kullanmak isteyip istemediğinize dairdir. Yani evlenmek, bir daire kiralayıp sevdiğiniz adamla birlikte yaşayıvermek değildir, evet o da var işin içinde, bir ayrıntı. Yıllardır adınızın sonunda taşıdığınız, kimbilir hangi soy, cet aktarımıyla size ve kan bağlarınıza yapışık olan isim ya gidecektir ya da arada bir yerde sıkışıp kalacaktır. İsminizin sonunda artık yepyeni bir isim olacaktır. Neden çünkü bir adamı sevdiniz.
Soyad soyu yürütmez, bonjour
Neyse efendim, iyi hoş ama sevdiğiniz adam bu oyunda nerede. Onun soyadı aynı. Sadece sizinle kendisinkini paylaşacak, tabii ki seve seve paylaşacak. Çünkü o sanıyor ki; böyle aile olunacak. Çünkü böyle aktarıldı. Herkes aynı soyadı taşırsa aile olunur. Müstakbel karısı, üstelik aşık olduğu kadın, hatta o hiçbir şey talep etmemişken onun soyadını alacak ya da bu evlilik olmayacak. Erkeğin namı sürecek vs. O öyle sanıyor. Soyadla nam yürür, inanmış. Erkek evladın kıymet-i harbiyesi bu yüzden yüksektir kız çocuktan. Erkek evlat soyismi sürdürür.
Erkek adamın erkek oğlu
Erkek evlat doğuramazsa kadın doğuramamıştır, erkek evlat olursa, erkek adamın erkek oğlu olur. Erkek evladı olmamış bir hanede, cinsiyeti belirleyen babadır diyor tıp derseniz, yok ne tıpı; cinsiyet toplumsaldır biyolojik değil dersen yok haşa! İşine gelince tıp anlayacağın! Kızı olacağını öğrenen anne baba değil zaten her yeri pembeye boyanan; ama sorsan yok bizimki kendi seçer her şeyin rengini.
Evlenmek kütüğünü bile değiştirebilmektir arkadaş
Neyse efendim, kadın kabul etti soyadını, artık upuzun bir ismi olacak, ne yapalım bir adam sevdi. Asıl şok kıyılmış nikahın ardından kadının kafa kağıdını eline aldığı andır, değişmeyen şeyler: Adı, TC kimlik numarası, anne adı, baba adı… Arka yüz komple yenidir. Kütükten, aile numarasına, sırasına… Bir erkeği seven kadın, başka biri olmaya ant içmiştir yasalar buyurunca. Neymiş sevmiş.
Muhakkak mukaddes bir teyze olarak kaynana
Anneler babalar da ikilenmiştir! Onca yıllık ömründe hiç görmediğin, bilmediğin bir teyzeye –muhakkak mukaddes bir insan- anne demek zorundasındır. Demezsen saygısızsın. “Hayır ben sadece yapmacık değilim” ya da “o senin de değil sadece benim babam” gibi ifadeler eşraf tarafından anlaşılmaz, hoş karşılanmaz çünkü bir adamı sevmişsindir.
Sözlenmek, ciddi, hödö hödö bir meseledir, esneklik yoktur
Türkiye’nin neresinde hangi kültürel sınıfta yaşıyorsan yaşa eğer bir adamı sevdiysen ve onunla birlikte yaşamak istiyorsan ve işte evlenmeye karar verdiysen yaşına başına, aklına işine, kariyerine parana bakmadan seni babandan isterler. Aile büyükleri gelip, enteresan sözler ederler. Bir hayli geleneksel ve klişe bu sözler kanıksanmışlığı itibariyle normaldir. Evlenmenin Allah’ın bir emri olduğu iddiasıyla söze başlanır. Hadi belki islami nikah bağlamında bu ifade yer buluyor ancak yüzük takmak da mı Allah’ın emri. Sözler verildiyse ki Medeni Kanun’da da yeri olması itibariyle kalabalık içinde sözleşmek manidardır. Manası şöyle; ‘hop şıp sıkıldım, seni terk ediyorum cağnım’ esnekliği artık son bulmuş demektir. Ailelere karşı sorumluluk girmiştir işin içine çünkü.
Evlenmenin sembolik şiddeti: Alyans
İlişkinin vardığı bu noktada birbirini seven bu kadın ve erkeğin parmağına yüzük takılır. Keza bu yüzükleri önceden seçmişlerdir. Sembolik bir anlamı vardır. Buna “alyans” denir. Alyans Fransızcadan gelir. Alliance’tır. Evlenme, hısımlık, nişan yüzüğü gibi anlamları vardır.[2] Buradan doğru çok naif, çok şıktır.
Kedidir kedi
Aysberg’in diğer yüzünü görmek için tam uygun bir deney örnekleyelim: Schrödinger'in Kedisi.[3] Alyans, ölü veya diri olabilir. Alyans hem ölü, hem diri olabilir.
Kadın, sevdiği adam ile birbirlerine sevdikleri insanlar önünde verdikleri sözü simgesel biçimde yükledikleri alyansı daima parmağında bitabi taşımak isteyebilir. Erkek yine aynı duygularla davranabilir kendi bedenine. Ama o kedi ölmüş de olabilir.
Erkek sapabilir
Erkek, karısını herkeslerden ‘sakınmak’, ‘kollamak’ ama her zaman onun yanında olamamak kaygısıyla bu yüzüğün karısını diğer erkeklerden bir nebze olsun koruyacağı inancına kapılabilir. Burası tehlikeli. “Bu kadın evli” diyerek, karısının diğer erkekler tarafından arzulanan kadın olmaktan çıkacağını düşünerek, karısının parmağında yüzüğü görmediğinde “yüzüğün nerede, yüzüğün neredeee senin?” gibi sorularla psikolojik şiddete ya da trip yaparak yine sembolik biçimlerde şiddete başvurabilir.
Hoşt hoşt, evliyim ben
Aynı şekilde kadın da kamusal alanda kendini kendi olarak ifade etmekten yoksun ve yetersiz ise, mesafesini farklı biçemlerde ortaya koyamıyor, niyeyse her yaptığı erotik bir araç olarak anlaşılıyorsa parmağındaki bir halkanın gücüne sığınabilir. Ne işe yararsa! Hatta o kadar ileri gidebilir ki, herkesi kendine asılıyor sanıp, çarşıda, markette, manavda, bankada, işte, toplantıda insanların gözüne soka soka alyansını sunup, ‘kocam var yazmaa’ etkisi yaratabilir. Kadının bu anomali halinin altında yatana bakmalı diyoruz tabii ki.
Makbul hep sıkıcı, hiç tarzlı değil anacığım
Kadın kendine güvense de, aşkına güvense de, o yüzüğü fazlalık görse de, yüzük takmayı hiç sevmese de bunu anlatması imkansızdır. Kocası bunu ‘aranıyor bu kadın’ olarak algılayacaktır, öyle öğretildi ona çünkü, yazık. Kadının belki arandığı falan yoktur, birilerine bir şeyi ispat etmek çabasından rahatsızdır. Belki de evli olanın makbul olduğu bu toplumda, makbul vatandaş olmaktan, makbulün sıkıcılığından rahatsızdır, olamaz mı?
Ezcümle, evli bir kadınla herhangi bir sosyal medya sitesi üzerinden fikir alış erişinde bulunmak ayıptır. Evli kadınla yolda sohbete durmak yasaktır.
Erkeklerin dikkatine
Evli kadınları isimlerinin sonundaki ektra soyaddan ya da sol ellerindeki alyanstan kolaylıkla mimleyebilirseniz. Başarılı etkileşimler dileriz.
Şu yazı için gözümü yorduğuma inanmıyorum ?!
YanıtlaSilHaklisin, ayni kanidayim.. cok yuzeysel bir yazi.
SilEvlilik sürecinde şiddet, sevdiğin adama "benimle yaşamak için benimle evlenmelisin" demenle başlıyor. Sen en başta babana-anana karşı çıkamazken,sözdü,kınaydı,düğündü saçını yaptırıp,"acaba be giysem"diye tüketim ve gösteriş toplumunun en güzel parçalarından biri olmak için çırpınırken her şey güzel de yüzüğü takmayarak çoğunluğun sıkıcılığına isyan etmek midir mevzu ya da babandan miras soyadına kocanın babasından miras soyadını eklemek midir sorun? Ben anarşistim o nedenle bunları nedenlerin sonuçları olarak görüyor ve bu bağlamdaki sözleri yavan buluyorum.Hele hele sahte özgürlüklerde boğulmamızı anlayamıyorum, çünkü insanlık olarak biz çoooktan "Çırpını çırpını giden atlardan indik, girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına"
YanıtlaSil"Çırpını çırpını giden atlardan indik, girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına"mısraları İsmet Özel'in naat şiirindendir, belirtmeyi unutmuşum:)
YanıtlaSil