Header Ads

Kemal Kılıçdaroğlu yazdı: Ezen ve ezilenin olmadığı hakça bir düzeni gençlikle başarabiliriz


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yeni Arayış sitesi için yazdı.

Ülkemizde siyasete ilgisiz olan yoktur. Siyaset denilince istisnasız her birimizin söyleyecek sözü vardır.

Evde, işte, okulda, sokakta, kahvede, otobüste, dolmuşta nerede olursak olalım sohbet bir noktada gelir, siyasete dayanır. Memleket meseleleri açılır…

Siyasete ilgimiz Türkiye için büyük bir fırsat.

Batı demokrasilerinde, hızla yükselen bir eğilim var. Toplumların siyasete olan ilgisi azalıyor.

Başta gençler olmak üzere seçmenlerin çoğu seçimlerde sandığa gitmiyor. Partiler üye kaybediyor.

Toplum olarak seçim ve sandık bilincimiz güçlü.

Partilerimizin üye tabanları geniş. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 1 milyondan fazla üyesiyle bugün dünyadaki kardeş sol, sosyal demokrat ve ilerici partiler arasında en büyük siyasi örgütlerin başında geliyor.

Yurttaşlarımızın siyasete ilgisi belki de Türkiye’nin tüm baskılara rağmen tüm demokratik kurumlarını kaybetmemesinin en önemli nedeni. Bu durum birey-siyaset ilişkisi adına olumlu bir tablo olmakla beraber Türkiye’de demokrasimizin kalitesini istediğimiz düzeye taşımaya yeterli değil.

Ülkemize özgü sorunlarımız ve eksikliklerimiz nedeniyle katılımcı ve çoğulcu demokrasiyi kurumsallaştırmakta başarılı olamıyoruz.

Evet, toplum olarak siyaset konuşmayı seviyoruz, partilerimizin üye sayıları da oy kullanma oranımız da yüksek; fakat bunlar yetmiyor. Çünkü siyasete dahil olmak bunlardan çok daha fazlası demek.

Siyasete katılım; siyasi kurumların ve partilerin parçası olmak; siyasi karar alma süreçlerinin içerisine girmek, sivil toplum içinde etkin olmak anlamına geliyor.

Katılım, şikayet etmenin ötesine geçmeyi, insiyatif almayı gerektiriyor. Yeri geldiğinde bir partide, yeri geldiğinde bir dernekte, bir vakıfta aktif olmayı, hayatımızı şekillendiren şartları iyileştirmek için taşın altına elini koymayı gerektiriyor.

Ne yazık ki bunları ülkemizin kurulu düzeninde yapmak kolay değil.

Siyaset kurumumuz maalesef toplumu kapsayıcı olmaktan uzak. Bunun bilincindeyim.

Siyasilerin çoğu için toplumun siyasete katılımı, toplumdan seçim dönemlerinde oy vermelerini istemekten ibaret bir süreç olarak anlaşılıyor.

Özetle, oy verin, gerisine karışmayın şeklinde bir yaklaşım bu.

Ama biz bu yaklaşımı kabul edemeyiz.

Bu tavır toplumu siyasete dahil edermiş gibi görünerek aslında toplumu siyasetin dışına itmekten başka bir şey değil. Oysa siyaset, toplum yaşantısının her alanını etkiliyor. O nedenle siyaset, sadece siyasetçilere bırakılamaz, bırakılmamalı.

Egemenliğin toplumda olduğu sistemdir demokrasi. Toplum olmazsa siyaset de olmaz. O zaman toplumu içine almayan bir siyaseti nasıl kabul edebiliriz?

Toplumdan soyutlanan siyaset var oluş amacından kopmuş demektir.

Ben oyumu veriyorum, üzerime düşeni yapıyorum diyerek yetinemeyiz. Siyasete dahil olan, onu sorgulayan ve denetleyen aktif yurttaşlar olmak zorundayız. Bu bizim yurttaşlık görevimiz. Aynı zamanda da hakkımız!

Aktif yurttaş olmazsak yönlendirilen ve yönetilen bireyler olmanın ötesine geçemeyiz. Yurttaşlar olarak yönetime el koymazsak yönetime el koyanlardan şikayet etmenin ötesine geçemeyiz. Sivil toplumu güçlü tutmazsak, siyasi gücü dengeleyemeyiz.

Siyasetten hesap sormazsak siyasetteki yozlaşmayı durduramayız. Bu yozlaşmayı durduracak olan en kapsamlı yapısal faktör aktif yurttaşlık bilincine sahip ve örgütlü toplumdur.

İyi bir yönetimin iş başına gelmesini ve ülkeyi doğruya sevk etmesini beklemek yerine; şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik, katılımcılık, hukukun üstünlüğü ve toplumsal sorumluluk temeli üzerine kurulmuş iyi yönetişim modelini ülkemizde geliştirmek için hep beraber çalışmak durumundayız.

Siyasetin ve siyasetçinin toplumun gözünde olumsuz bir imajının olduğunun farkındayım. Pek çok kişi ülkenin temel sorunlarının siyaset ve siyasetçiler tarafından çözülebileceğine inanmıyor.

Siyasi sohbetler çoğu zaman ‘’böyle gelmiş, böyle gider’’ sözleriyle sonlandırılıyor.

Dünyanın kurumsallaşmış ileri demokrasilerinde, iyi yetişmiş; nitelikli insan kaynakları siyasete ve kamu yönetimine ilgi gösterirken, bizde malesef böyle bir durum yok.

Bizde, iyi eğitimli kadrolar, kamu yönetimine ilgi göstermek yerine, mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyor. Bu ülkenin gençleri; temiz, namuslu, üretken insanları kendilerine siyaset düzeninde yer olmadığını, orada barınamayacaklarını ve kendilerine leke gelebileceğini düşünerek siyasete dahil olmaktan uzak duruyorlar.

Fakat bu tür nitelikli  insanlarımızın siyasete dahil olmadıkları her gün Türkiye biraz daha kaybediyor.

Biz zaten geçmişi hep acı hatıralarda esir yaşayan bir halkın çocuklarıyız ve daha fazlasını yaşamaya, zaman kaybetmeye tahammülümüz yok.

Belki böyle geldi, ama böyle gitmemeli, gitmeyecek. Çünkü siz varsınız, gençlerimiz var!

Bu topraklarda yeni bir düzeni arayan her cesur ve temiz insanın vakti geldi. Çünkü büyük şair Nazım’ın dediği gibi ‘’umut insanda’’.

Ve, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak tüm gençlerimize samimi şekilde söylüyorum: Umut CHP’de.

Çünkü biz geçmişinden güç alan ama her zaman yüzü geleceğe yönelik olanların partisiyiz.

Çünkü biz, kalkınma için, kalkınmış Türkiye için, özgür insan için mücadele edenlerin partisiyiz.

Çünkü biz gençliğin renklerinden korkmayan, farklılıkları sımsıkı kucaklayan, çoğulculuğu eşsiz bir zenginlik olarak görenlerin partisiyiz.

Çünkü biz, gençleri sadece geleceğin değil bugünün ortağı olarak gören, gençlerin her karar alma mekanizmasında sesi olması gerektiğini düşünenlerin partisiyiz.

Ve biz, ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen isteyenlerin partisiyiz.

Korkuyu yıkmak, umudun ülkesini kurmak için çalışanların partisiyiz.

Biz devrimci bir partiyiz. Gençlerin önünü açan devrimlere imza atan, yeni devrimleri de hayata geçirecek partiyiz. Bu düzeni değiştirecek partiyiz.

Umut bu yeni düzenin arayışında.

Bu yeni arayış sonsuz olmalı!

Siyasete katılın. Yeni bir siyaset oluşturmamıza katkıda bulunun.

Ülkemiz için güzel yarınları hep birlikte kuralım!

İnanıyorum ki ezen ve ezilenin olmadığı hakça bir düzeni bugünün sahibi, geleceğin umudu gençlikle başarabiliriz.

Gençlik bugünümüz.

Bu davetimiz bugünün ortağı gençlerle geleceği kurmak için.

Var mısınız?

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.