Kılıçdaroğlu: Yetkiyi halktan alacağım. Hiç meraklanmayın, tıpış tıpış görev verecek
ajanslar foto: chp-flickr
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’daki terör saldırısıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, “Aslında polis tamamını, emniyet tamamını biliyor. Dinlenen bir adam takip edilmez mi? Güvenlik önlemini almak istiyorlar. Güvenlik önlemi alınmamasına ya da bunların tutuklanmamasına tek neden; siyasi otoritenin 'gereğini yapın' talimatını vermemesidir. Yani açıkça IŞİD’i korumuş olmasıdır. Bu bir gözlem değil çok açık ve net söylüyorum.” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu’nun sunduğu ‘Günlük Özel’ programının konuğu oldu. Ankara’daki terör saldırıyla ilgili açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Ankara katliamını gerçekleştiren kişi İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı canlı bomba listesinde adı olan kişi; Yunus Emre Alagöz. Eğer bir teröristi izliyorsanız, telefonunu dinliyorsanız, kimliğini saptamışsanız, fotoğrafını elde etmişseniz, 'bunlar canlı bomba, dikkatli olun' demişseniz ve buna karşı hiçbir şey yapılmamış ve Ankara’nın merkezinde eylemlerini gerçekleştirmişlerse bu işin bir sorumlusunun olması lazım. Sorumlu kim? Kahvede oturan Mehmet efendi değil, bakkalın da böyle bir yetkisi yok, muhalefetin de yok, benim de yok. Ben de ana muhalefet partisinin genel başkanıyım. Dönüp kime soracağız? Ülkeyi yönetenlere. Telefonları dinleyen kim? Hükümet. Kişileri kim tespit ediyor? İstihbarat. Kime bağlı? Hükümete. Bütün bunlara rağmen önlem alınmıyor. Ve bunlar gelip Ankara’da 102 kişinin katline yol açıyorlar. Şimdi sorumlu kim? Hükümet. Dünyanın her yerinde böyledir. Böyle bir olay olduğunda sorumlusu ilgili hükümettir.” diye konuştu.
Olayın ardından basın açıklaması yapan bakanları eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Adalet Bakanı’nın sorumluluğu televizyonlara çıkıp gülen adam. O zaman rakam 95’ti. Ölen insanlardan dolayı vicdanında en ufak bir sorumluluk hissetmeyen birisi. Bunun kesinlikle adalet bakanlığı koltuğundan ayrılması lazım. Öbürü İçişleri Bakanı, zaten baş sorumlusu da o. İkisini koruyan kim, Başbakan. O zaman Davutoğlu da bunun sorumlusudur. İstifa etmeleri gerekiyor. İki bakanın istifa etmesi gerekiyor. Davutoğlu’yla görüşmemde bakanları görevden almasını söyledim. Müfettiş görevlendirdiğini söyledi. İyi de müfettişler bakana bağlı. Bakana bağlı müfettiş bakanı mı denetler. Bakanın emir ve talimatına göre hareket eder.”
Ankara olayında kesinlikle bir zafiyet olduğunu söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “102 kişi nasıl öldü? Başbakan, gar önünde önlem alınmadığını itiraf etti. Kanaatim şu: Aslında polis tamamını, emniyet tamamını biliyor. Dinlenen bir adam takip edilmez mi? Güvenlik önlemini almak istiyorlar. Güvenlik önlemi alınmamasına ya da bunların tutuklanmamasına tek neden siyasi otoritenin gereğini yapın talimatını vermemesidir. Yani açıkça IŞİD’i korumuş olmasıdır. Bu bir gözlem değil çok açık ve net söylüyorum.” ifadelerini kullandı.
Hükümeti ve özellikle içişleri bakanını sert sözlerle eleştiren Kılıçdaroğlu, “Kendinizi içişleri bakanının yerine koyun. Kişiyi dinliyorsunuz, fotoğrafı da var elinizde. Takip ediyorsunuz. Bu geliyor ama kimse yakalayamıyor. Mantığı nedir, ‘eylem yapmadan kişi tutuklanamaz’. Hukuktan bile haberleri yok bunların. Çıkan yasalardan bile haberleri yok. Terör örgütü üyesi olmak tutuklanmak ve bizatihi hapsedilmek için yeterlidir. Çünkü IŞİD’i terör örgütü olarak görmek istemiyorlar.” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmelerinden sonra, “Öyle şeyler söyledi ki açıklarsam zor durumda kalır.” demişti. Bunun üzerine Davutoğlu da bugün, “Açıkla, ben zor durumda kalmam açıklayan zor durumda kalır.” ifadelerini kullandı. Konuyla ilgili soruyu cevaplayan Kılıçdaroğlu, “Ben devlet terbiyesi almış birisiyim. Bir konunun ne zaman nasıl açıklanacağını Davutoğlu’ndan daha iyi bilirim. Davutoğlu o konuların açıklanmasını isterse ona açık net bir çağrıda bulunuyorum. Onun arzu ettiği televizyon kanalında ve arzu ettiği gazetecilerle yan yana geliriz. Oturur konuşuruz. Açıkla derse yüzüne açıklarım. Bana göre stratejik bilgiler değildi. İlla açıklamamı istiyorsa beraber çıkalım televizyon kanalına. Bazı konular ilk defa duyduğum şeylerdi ürperdim. Böyle bir şey olamaz dedim ama maalesef olmuş bunlar. Ankara katliamına benzeyen şeylerle ilgili. Şu aşamada daha fazla ayrıntı doğru değil.”
Kılıçdaroğlu, Abdulkadiroğlu’nun, “O konular yine iktidarın zafiyetlerinden ve güvenlik önlemleri almamasından kaynaklı şeyler miydi size anlattıkları.” şeklindeki sorusuna ‘evet, itiraf’ cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, Ankara olayıyla ilgili 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, HDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş’ı arayarak taziye iletmesine tepki gösteren Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştirdi. CHP lideri, “Başbakan Davutoğlu’nun nesini ciddiye alacaksınız? Sayın Davutoğlu gerçekten Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek anlamda başbakanı mı? Sayın Abdullah Gül, beni de aradı taziyelerini iletti. Bizim de gençlik kollarından gencecik çocuklar hayatlarını kaybettiler. Bu işin mağdurları kimler? Hayatlarını kaybeden şu veya bu partinin üyeleri ya da hiçbir yere üye olmayan vatandaşlar.
Bir işin asıl sorumlusunu yani önlem alacak kişiyi arayıp başsağlığı dilemek nedir Allah aşkına? Nasıl olur bu? Sorumlu kendisi, 'bana başsağlığı dileyin' diyor. Senin neyine bağ sağlığı dileyeceğim? Sen bu işin sorumlususun, önlemi almayan sensin. Güvenlik zafiyetini yaratan sensin. Taziyenin ne anlama geldiğini acaba biliyorlar mı? Sayın Abdullah Gül, konunun önemini gayet iyi bilen, duyarlılıkları olan, taziye için telefon eden, bu anlamda insani kaynaşmayı sağlayan, görüşleri ne olursa olsun insanlarımızın bu şekliyle teröre kurban gitmesinin hoş olmayacağını çok kibar bir üslupla dile getiren bir kişidir. Abdullah Gül’ü böyle biliyoruz. Davutoğlu’nun böyle bir tepki göstermesini anlamış değilim. Hangi gerekçeyle taziye mesajında bulunacak Davutoğlu’na? Önlem alacak adama taziye mi iletilir?" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bize Sayın Erdoğan görev vermedi. ‘Efendim sana niye görev vereyim' diyor. Ben yetkiyi senden istemiyorum. Ben yetkiyi halktan alacağım. Hiç meraklanmayın, tıpış tıpış görev verecek. Yeter ki halk o yetkiyi bize versin” dedi.
Özel uçakla Samsun Çarşamba Havalimanı'na gelen Kılıçdaroğlu, buradan Çarşamba ilçesine geçti. Tarihi köprüden yürüyerek ilçe meydanına giden Kılıçdaroğlu, seçim otobüsü üzerinden vatandaşlara seslendi.
Türkiye'ye temiz siyaset getirmek istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, kendisinin bir derdi olmadığını, ancak çiftçinin, işçinin derdini paylaştığını, sokakta gezen işsiz gençlerin derdini kendine dert edindiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samsun'un Çarşamba ve Tekkeköy ilçelerindeki konuşmalarının ardından partisinin İlkadım İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katıldı.
Açılış öncesinde kendisini bekleyen kalabalığa seslenen Kılıçdaroğlu, daha sonra merkezin açılışını yaptı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ardından Atakum İlçesi’ne geçerek burada partisinin ilçe başkanlığı binası önünde vatandaşlara hitap ederek, "7 Haziran seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bize hükümet kurma görevi vermedi. Açık ve net söyledik. Bizim taahhütlerimizden bir adım geri atmayız. Taahhüdümüz neyse onu yapacağız. Asgari ücret net 1500 lira olacak. Taşeron işçilik kesinlikle kalkacak. Bunlar bizim vaatlerimiz bunları yapacağız. 'Para yok, kaynağı nereden bulacaksın?' diyorlardı. Şimdi onlar da bizden kopya çektiler. Bu ne demektir? Türkiye’nin sorunlarını en iyi bilen parti CHP demektir. En iyi kadrolar CHP’de var demektir. Türkiye’nin sorunlarına en güzel çözümleri üreten parti CHP demektir. Artık gün gibi ortaya çıktı" dedi.
Herkesi 1 Kasım'da sandığa gitmeye çağıran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi sizden yetki istiyoruz. Biliyorsunuz, Davutoğlu hükümeti kuramadı. Öyle bir becerisini gösteremedi. Neden? Eğer sen iradeni saraya hapsetmişsen ülkeye faydan olmaz senin. İraden bağımsız olacak. Gücü saraydan değil, gücü halktan alacaksın. Bize sayın Erdoğan görev vermedi. 'Efendim sana niye görev vereyim' diyor. Ben yetkiyi senden istemiyorum. Ben yetkiyi halktan alacağım. Hiç meraklanmayın, tıpış tıpış görev verecek. Yeter ki halk o yetkiyi bize versin. Şimdi Merkel gelmiş yalvarıyorlar. 'Bizi Avrupa Birliği’ne davet edin' diye. 'Orada zirve yaptığınızda bizi davet edin' diye. Böyle bir tablo olabilir mi? Beni davet edin, ne olursunuz bizi çağırın. Bir ülkeyi bu konuma devleti yönetenler getiremezler. Getirmemeliler. Saygınlığın varsa seni davet ederler. Seni davet etmiyorlarsa sen kendini zorla davet ettirmeyeceksin oraya. Türkiye’yi düşüneceksin. Türkiye’yi ne hale getirdiğinin farkında mısın sen? 'Avrupa Birliği İlerleme raporları açıklanmasın.' Ne zaman açıklansın? Seçimlerden sonra açıklansın. Niçin, foyamız meydana çıkacak diye. Buradan söylüyorum. 1 Kasım seçimleri Cumhuriyeti oyladığımız seçimlerdir. 1 Kasım seçimleri düşünerek sandığa gitmemiz gereken seçimlerdir."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmalarının ardından Bafra İlçesi’ne gitti. İlçe girişinde partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, konvoy eşliğinde ilçeye girdi. Burada Beşyol mevkiinde ilçe mitingi yaptı. Vatandaşlar polis tarafından yapılan üst aramasının ardından alana alındı. Partililere hitaben konuşma yapan Kılıçdaroğlu, "Bize yetki verin bir ülke adam gibi nasıl yönetilirmiş ben göstereceğim. Devlet nasıl yönetilirmiş onlara da göstereceğim. Şimdi terörden şikayet ediyorlar. Düne kadar sen masada oturmuyor muydun? Düne kadar onlarla sarmaş dolaş değimliydin. PKK vergi dairesi kuruyordu Doğuda. Mahkeme kuruyordu. Başbakana söyledim ya bu nasıl devlet? Diyor ki Sayın Davutoğlu 'Doğu Güneydoğu'ya gizlice gittim, kimse görmeden gittim’ diyor. Sen kendi ülkene gidiyorsun kardeşim. Kendi ülkene gizlice gidiyorsan sen artık başbakanlık koltuğunda oturamazsın. Senin iraden yok demektir artık. Kendi ülkende gizli gidiyorsun. Eğer bir başbakan kendi ülkesindeki bir yere gizlice gidiyorsa kimse görmeden gidiyorsa ‘karakola gittim kimsenin ruhu duymadı’ bunu da övünerek anlatıyor. Senin o koltukta ne işin var. Sen memleketi yönetemiyorsun” dedi.
CHP Genel Başkanı konuşmasının ardından parti otobüsünden vatandaşları selamladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’daki terör saldırısıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, “Aslında polis tamamını, emniyet tamamını biliyor. Dinlenen bir adam takip edilmez mi? Güvenlik önlemini almak istiyorlar. Güvenlik önlemi alınmamasına ya da bunların tutuklanmamasına tek neden; siyasi otoritenin 'gereğini yapın' talimatını vermemesidir. Yani açıkça IŞİD’i korumuş olmasıdır. Bu bir gözlem değil çok açık ve net söylüyorum.” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu’nun sunduğu ‘Günlük Özel’ programının konuğu oldu. Ankara’daki terör saldırıyla ilgili açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Ankara katliamını gerçekleştiren kişi İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı canlı bomba listesinde adı olan kişi; Yunus Emre Alagöz. Eğer bir teröristi izliyorsanız, telefonunu dinliyorsanız, kimliğini saptamışsanız, fotoğrafını elde etmişseniz, 'bunlar canlı bomba, dikkatli olun' demişseniz ve buna karşı hiçbir şey yapılmamış ve Ankara’nın merkezinde eylemlerini gerçekleştirmişlerse bu işin bir sorumlusunun olması lazım. Sorumlu kim? Kahvede oturan Mehmet efendi değil, bakkalın da böyle bir yetkisi yok, muhalefetin de yok, benim de yok. Ben de ana muhalefet partisinin genel başkanıyım. Dönüp kime soracağız? Ülkeyi yönetenlere. Telefonları dinleyen kim? Hükümet. Kişileri kim tespit ediyor? İstihbarat. Kime bağlı? Hükümete. Bütün bunlara rağmen önlem alınmıyor. Ve bunlar gelip Ankara’da 102 kişinin katline yol açıyorlar. Şimdi sorumlu kim? Hükümet. Dünyanın her yerinde böyledir. Böyle bir olay olduğunda sorumlusu ilgili hükümettir.” diye konuştu.
Olayın ardından basın açıklaması yapan bakanları eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Adalet Bakanı’nın sorumluluğu televizyonlara çıkıp gülen adam. O zaman rakam 95’ti. Ölen insanlardan dolayı vicdanında en ufak bir sorumluluk hissetmeyen birisi. Bunun kesinlikle adalet bakanlığı koltuğundan ayrılması lazım. Öbürü İçişleri Bakanı, zaten baş sorumlusu da o. İkisini koruyan kim, Başbakan. O zaman Davutoğlu da bunun sorumlusudur. İstifa etmeleri gerekiyor. İki bakanın istifa etmesi gerekiyor. Davutoğlu’yla görüşmemde bakanları görevden almasını söyledim. Müfettiş görevlendirdiğini söyledi. İyi de müfettişler bakana bağlı. Bakana bağlı müfettiş bakanı mı denetler. Bakanın emir ve talimatına göre hareket eder.”
Ankara olayında kesinlikle bir zafiyet olduğunu söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “102 kişi nasıl öldü? Başbakan, gar önünde önlem alınmadığını itiraf etti. Kanaatim şu: Aslında polis tamamını, emniyet tamamını biliyor. Dinlenen bir adam takip edilmez mi? Güvenlik önlemini almak istiyorlar. Güvenlik önlemi alınmamasına ya da bunların tutuklanmamasına tek neden siyasi otoritenin gereğini yapın talimatını vermemesidir. Yani açıkça IŞİD’i korumuş olmasıdır. Bu bir gözlem değil çok açık ve net söylüyorum.” ifadelerini kullandı.
IŞİD’İ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMEK İSTEMİYORLAR
Hükümeti ve özellikle içişleri bakanını sert sözlerle eleştiren Kılıçdaroğlu, “Kendinizi içişleri bakanının yerine koyun. Kişiyi dinliyorsunuz, fotoğrafı da var elinizde. Takip ediyorsunuz. Bu geliyor ama kimse yakalayamıyor. Mantığı nedir, ‘eylem yapmadan kişi tutuklanamaz’. Hukuktan bile haberleri yok bunların. Çıkan yasalardan bile haberleri yok. Terör örgütü üyesi olmak tutuklanmak ve bizatihi hapsedilmek için yeterlidir. Çünkü IŞİD’i terör örgütü olarak görmek istemiyorlar.” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmelerinden sonra, “Öyle şeyler söyledi ki açıklarsam zor durumda kalır.” demişti. Bunun üzerine Davutoğlu da bugün, “Açıkla, ben zor durumda kalmam açıklayan zor durumda kalır.” ifadelerini kullandı. Konuyla ilgili soruyu cevaplayan Kılıçdaroğlu, “Ben devlet terbiyesi almış birisiyim. Bir konunun ne zaman nasıl açıklanacağını Davutoğlu’ndan daha iyi bilirim. Davutoğlu o konuların açıklanmasını isterse ona açık net bir çağrıda bulunuyorum. Onun arzu ettiği televizyon kanalında ve arzu ettiği gazetecilerle yan yana geliriz. Oturur konuşuruz. Açıkla derse yüzüne açıklarım. Bana göre stratejik bilgiler değildi. İlla açıklamamı istiyorsa beraber çıkalım televizyon kanalına. Bazı konular ilk defa duyduğum şeylerdi ürperdim. Böyle bir şey olamaz dedim ama maalesef olmuş bunlar. Ankara katliamına benzeyen şeylerle ilgili. Şu aşamada daha fazla ayrıntı doğru değil.”
Kılıçdaroğlu, Abdulkadiroğlu’nun, “O konular yine iktidarın zafiyetlerinden ve güvenlik önlemleri almamasından kaynaklı şeyler miydi size anlattıkları.” şeklindeki sorusuna ‘evet, itiraf’ cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, Ankara olayıyla ilgili 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, HDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş’ı arayarak taziye iletmesine tepki gösteren Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştirdi. CHP lideri, “Başbakan Davutoğlu’nun nesini ciddiye alacaksınız? Sayın Davutoğlu gerçekten Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek anlamda başbakanı mı? Sayın Abdullah Gül, beni de aradı taziyelerini iletti. Bizim de gençlik kollarından gencecik çocuklar hayatlarını kaybettiler. Bu işin mağdurları kimler? Hayatlarını kaybeden şu veya bu partinin üyeleri ya da hiçbir yere üye olmayan vatandaşlar.
Bir işin asıl sorumlusunu yani önlem alacak kişiyi arayıp başsağlığı dilemek nedir Allah aşkına? Nasıl olur bu? Sorumlu kendisi, 'bana başsağlığı dileyin' diyor. Senin neyine bağ sağlığı dileyeceğim? Sen bu işin sorumlususun, önlemi almayan sensin. Güvenlik zafiyetini yaratan sensin. Taziyenin ne anlama geldiğini acaba biliyorlar mı? Sayın Abdullah Gül, konunun önemini gayet iyi bilen, duyarlılıkları olan, taziye için telefon eden, bu anlamda insani kaynaşmayı sağlayan, görüşleri ne olursa olsun insanlarımızın bu şekliyle teröre kurban gitmesinin hoş olmayacağını çok kibar bir üslupla dile getiren bir kişidir. Abdullah Gül’ü böyle biliyoruz. Davutoğlu’nun böyle bir tepki göstermesini anlamış değilim. Hangi gerekçeyle taziye mesajında bulunacak Davutoğlu’na? Önlem alacak adama taziye mi iletilir?" ifadelerini kullandı.
SAMSUN GEZİSİ..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bize Sayın Erdoğan görev vermedi. ‘Efendim sana niye görev vereyim' diyor. Ben yetkiyi senden istemiyorum. Ben yetkiyi halktan alacağım. Hiç meraklanmayın, tıpış tıpış görev verecek. Yeter ki halk o yetkiyi bize versin” dedi.
Özel uçakla Samsun Çarşamba Havalimanı'na gelen Kılıçdaroğlu, buradan Çarşamba ilçesine geçti. Tarihi köprüden yürüyerek ilçe meydanına giden Kılıçdaroğlu, seçim otobüsü üzerinden vatandaşlara seslendi.
Türkiye'ye temiz siyaset getirmek istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, kendisinin bir derdi olmadığını, ancak çiftçinin, işçinin derdini paylaştığını, sokakta gezen işsiz gençlerin derdini kendine dert edindiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samsun'un Çarşamba ve Tekkeköy ilçelerindeki konuşmalarının ardından partisinin İlkadım İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katıldı.
Açılış öncesinde kendisini bekleyen kalabalığa seslenen Kılıçdaroğlu, daha sonra merkezin açılışını yaptı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ardından Atakum İlçesi’ne geçerek burada partisinin ilçe başkanlığı binası önünde vatandaşlara hitap ederek, "7 Haziran seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bize hükümet kurma görevi vermedi. Açık ve net söyledik. Bizim taahhütlerimizden bir adım geri atmayız. Taahhüdümüz neyse onu yapacağız. Asgari ücret net 1500 lira olacak. Taşeron işçilik kesinlikle kalkacak. Bunlar bizim vaatlerimiz bunları yapacağız. 'Para yok, kaynağı nereden bulacaksın?' diyorlardı. Şimdi onlar da bizden kopya çektiler. Bu ne demektir? Türkiye’nin sorunlarını en iyi bilen parti CHP demektir. En iyi kadrolar CHP’de var demektir. Türkiye’nin sorunlarına en güzel çözümleri üreten parti CHP demektir. Artık gün gibi ortaya çıktı" dedi.
Herkesi 1 Kasım'da sandığa gitmeye çağıran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi sizden yetki istiyoruz. Biliyorsunuz, Davutoğlu hükümeti kuramadı. Öyle bir becerisini gösteremedi. Neden? Eğer sen iradeni saraya hapsetmişsen ülkeye faydan olmaz senin. İraden bağımsız olacak. Gücü saraydan değil, gücü halktan alacaksın. Bize sayın Erdoğan görev vermedi. 'Efendim sana niye görev vereyim' diyor. Ben yetkiyi senden istemiyorum. Ben yetkiyi halktan alacağım. Hiç meraklanmayın, tıpış tıpış görev verecek. Yeter ki halk o yetkiyi bize versin. Şimdi Merkel gelmiş yalvarıyorlar. 'Bizi Avrupa Birliği’ne davet edin' diye. 'Orada zirve yaptığınızda bizi davet edin' diye. Böyle bir tablo olabilir mi? Beni davet edin, ne olursunuz bizi çağırın. Bir ülkeyi bu konuma devleti yönetenler getiremezler. Getirmemeliler. Saygınlığın varsa seni davet ederler. Seni davet etmiyorlarsa sen kendini zorla davet ettirmeyeceksin oraya. Türkiye’yi düşüneceksin. Türkiye’yi ne hale getirdiğinin farkında mısın sen? 'Avrupa Birliği İlerleme raporları açıklanmasın.' Ne zaman açıklansın? Seçimlerden sonra açıklansın. Niçin, foyamız meydana çıkacak diye. Buradan söylüyorum. 1 Kasım seçimleri Cumhuriyeti oyladığımız seçimlerdir. 1 Kasım seçimleri düşünerek sandığa gitmemiz gereken seçimlerdir."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmalarının ardından Bafra İlçesi’ne gitti. İlçe girişinde partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, konvoy eşliğinde ilçeye girdi. Burada Beşyol mevkiinde ilçe mitingi yaptı. Vatandaşlar polis tarafından yapılan üst aramasının ardından alana alındı. Partililere hitaben konuşma yapan Kılıçdaroğlu, "Bize yetki verin bir ülke adam gibi nasıl yönetilirmiş ben göstereceğim. Devlet nasıl yönetilirmiş onlara da göstereceğim. Şimdi terörden şikayet ediyorlar. Düne kadar sen masada oturmuyor muydun? Düne kadar onlarla sarmaş dolaş değimliydin. PKK vergi dairesi kuruyordu Doğuda. Mahkeme kuruyordu. Başbakana söyledim ya bu nasıl devlet? Diyor ki Sayın Davutoğlu 'Doğu Güneydoğu'ya gizlice gittim, kimse görmeden gittim’ diyor. Sen kendi ülkene gidiyorsun kardeşim. Kendi ülkene gizlice gidiyorsan sen artık başbakanlık koltuğunda oturamazsın. Senin iraden yok demektir artık. Kendi ülkende gizli gidiyorsun. Eğer bir başbakan kendi ülkesindeki bir yere gizlice gidiyorsa kimse görmeden gidiyorsa ‘karakola gittim kimsenin ruhu duymadı’ bunu da övünerek anlatıyor. Senin o koltukta ne işin var. Sen memleketi yönetemiyorsun” dedi.
CHP Genel Başkanı konuşmasının ardından parti otobüsünden vatandaşları selamladı.
YORUM YAZIN