Kılıçdaroğlu Adana'daki 'Türkiye Hepimizin' mitinginde 90 bin kişiye seslendi: Başkanlığı getirmene izin vermeyeceğiz
dha/milliyet
Adana'nın Aladağ İlçesi'nde 12 kişiye mezar olan yurda karanfil bırakan Kemal Kılıçdaroğlu, Uğur Mumcu Meydanı'nda toplanan 90 bin kişiye hitap etti.
Türkiye'ye hep birlikte sahip çıkacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye hepimizin Türkiye'si hep birlikte sahip çıkacağız. Kışlaya, camiye siyaset sokmayacağız. İbadet yerine siyaset sokarsanız toplumu bölersiniz oysa biz diyoruz ki bütün ibadet yerleri saygı duyacağız. Oralara siyaset sokmayacağız. Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkacağız. Cumhuriyet bizim cumhuriyetimiz ise cumhuriyetimizi kurucu değerlerimize sahip çıkacağız. Kurucu değer cumhuriyeti kuran felsefedir. Bu felsefe hepimizin ortak değeri olmalıdır. Cumhuriyeti kuranlar savaş meydanından geldiler ağır bedel ödediler çocuklarına torunlarına daha güzel bir Türkiye bırakmak için mücadele ettiler.
Bir kişi gelecek 'Benim sayısal çoğunluğum var rejimi değiştireceğim' diyecek. Bu ülkenin temelinde gözyaşı var. Sayısal çoğunluk yoktur, milli irade vardır. Rahmetli İnönü'nü bir sözü var, 'Hadi canım sende' Sen kim oluyorsun da rejimi değiştiriyorsun. Rejimi değiştirmene izin vermeyeceğiz" dedi.
ZULMEDENİN KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR
Yargı bağımsızlığı ve adaletin önemine de değinen Kılıçdaroğlu, "Adalet yüce bir kavramdır. Adalet mülkün temelidir Adaletin olmadığı yerde kadın erkek eşitliği olmaz. Adalet kutup yıldızı gibidir, sabit durur ama bütün dünya etrafında döner. Hukukun üstünlüğü yargı bağımsızlığı siyasete alet edilmemelidir. Yargı bağımsızlığı hukukun üstünlüğü hepimizin üzerinde titremesi gereken kavramlardır. Adalet zulmün emrinde olmamak demektir. Adalet zulme karşı direnmektir. Direnme hakkında söz ediyorum. Zalime ve zulme karşı direnmek hepimizin görevidir. Zulmedenin karşısında susan dilsiz şeytandır. Zalime karşı duracağız insan haklarını ve adaleti savunacağız" diye konuştu.
Devletin akılla yönetildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
DEVLET YÖNETİMİNDE LİYAKAT ESAS OLMALI
"Devlet kinle intikam duygusuyla yönetilmez. O nedenle söylüyoruz liyakat, bilgi, tecrübe esastır devlet yönetiminde. Önemli olan liyakat değil Müslümanlıktan diyorlar. Onlar Müslümanlığın da ne olduğunu bilmiyorlar. Çünkü yüce yaratan diyor ki, işi ehline vereceksin. Yani liyakatlı olana vereceksiniz. Bunlar bunu bile bilmiyorlar. Biz neyin ne olduğu çok iyi biliyoruz işi ehline vermenin ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyoruz. Türkiye hepimizin Türkiye'si ise devlet yönetiminde onun bunun adamı değil, şu cemaatin bu cemaatin adamı değil, devlet yönetiminde liyakat esas alınmalıdır. İşi bilene ehliyeti olana devlet teslim edilmeli."
OHAL ELEŞTİRİSİ
OHAL uygulamalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Uygulamaları görüyorsunuz binlerce öğretmenin işine son verildi, binlerce öğretmen açığa alındı. Gencecik çocuklar kapının önüne kondu. Bütün öğretmen, memur kardeşlerime söylüyorum CHP iktidarında hepinizi itibarı iade edilecek. Öğretmenler başımız tacıdır. Zulme karşı duracağız, hukuksuzluğa da karşı çıkacağız. 15 Temmuz gecesi 2 askeri lise öğrencisi ile 1 asker linç edildi. Linç edilen askerlerin ne günahı vardı. Bunlar emir kulu. Sen komutanı yargılamıyorsun da erden neden hesap soruyorsun. Komutan emir verir herkes emre uyar. Emre uydu diye kişiyi linç edeceksin, komutanın sırtını sıvazlayacaksın. Linç edilen askerin hesabını soracağım. Darbe fırsatçılığı yapıyorlar. Bütün darbelere, tıpkı teröre karşı olduğumuz gibi karşıyız. Kimden nereden gelirse gelsin. Darbe fırsatçılığı yapan, karşı darbe gerçekleştirmek isteyenlere de karşıyız. Darbe fırsatçılığı yapıp askeri liseleri kapatıp, GATA'yı, Harp Okullarını kapatacağım derseniz orada dur deriz. Sözüm söz Peygamber ocağındaki emir komuta zinciri yeniden kuracağız. Harp Okullarını, GATA'yı, askeri hastaneleri yeniden açacağız. Elbette yanlış yapanları ayıklamalı. Ama yanlış yaptı diye 100-150 yıllık kurumları kapatamazsanız. Bu adamları oralara kim yerleştirdi, bu soruyu kendilerine sormak lazım. Bu adamlara yetkili kim verdi, bu adamları kim ellerinin üstünde tuttu. Kim kalktı söyledi 'Ne istediniz de vermedik' dedi. Onlar ne istediler de siz verdiniz. Türkiye'yi sattınız, şimdi faturayı gariban vatandaşa kesiyorlar. Buna izin veremeyeceğiz. Liyakatin olmadığı yerlerde dikta yönetimi vardır."
TIPIŞ TIPIŞ ANAYASAYA UYACAKSIN
"Hukunun üstünlüğü yok üstünlerin hukuku var, baskıncıların hukuku var" diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Ben anayasayı dinlemem' diyor. Anayasa Mahkemesi'ne itibar etmem saygı duymam' diyor. 'Madem anayasaya uymuyorsun o zaman senin için anayasayı sana uyduralım' diyorlar. Ne demek bu. Yüzde 92 ile kabul edilen bir Anayasaya uymam diyor. Sen bu anayasa uymuyorsan vatandaşlar niye hapiste. Onlara gelince yasa var, sana gelince yok. CHP iktidarında sen de tıpış tıpış Anayasa uyacaksın, o anayasanın gereğini yerine getireceksin. Din ve vicdan özgürlüğü, Türkiye hepimizin inançlarımız farklı olabilir. Kim nasıl neye inanıyorsa inansın hepimiz buna uymak zorundayız. Samimi Müslümanlara sesliyorum. Senin inancı benim başımın üstündedir. Senin sağ duyun benim başımın üstündedir. Senin inancını siyasete alet edene prim verme. Senin inancını siyasete alet eden bu ülkeye en büyük kötülüğü yapandır. Eğer sen inancını yerine getirirken bir engelle karşılaşırsan gel kardeşim, ya da beni çağır ben geleceğim ayağına. İnancını özgürce yerine getir diye seninle birlikte mücadele edeceğim."
MEDYANIN YÜZDE 90'I HÜKÜMETİN KONTROLÜNDE
Dünyanın en çok gazetecisi tutuklu olan ülkenin Türkiye olduğunu da vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bugün medyanın yüzde 90'ı hükümetin kontrolündedir. Televizyonlara bakıyorsun, tek bir ağızdan konuşuyorlar. Çünkü onlara oraya çıkartanlar hükümetin yanlılarıdır. CHP iktidarında medya özgürlüğünü sağlayacağız. bugün 146 gazeteci hapiste. Dünyada en çok gazetecisi hapiste olan ülke Türkiye, bu bizim ağırımıza gidiyoruz. Hapiste gazeteci olmadığı, medya özgürlüğü olduğu bir Türkiye'yi hep birlikte savunacağız"dedi. Kılıçdaroğlu sözlerine hapisteki gazetecilerin isimlerini de sayarak devam etti.
KOLTUĞUNA SAHİP ÇIKAMAYAN ÜLKESİNE SAHİP ÇIKAMAZ
Türkiye'nin dış politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu şu değerlendirmeyi yaptı:
"Dış politika bir kişiye, bir partinin siyasi çıkarlarına teslim edilemez. Dış politika milli olması lazım ortak akıl olması lazım. Suriye'ye girdiler yanlış yapıyorsunuz, Müslüman kanı akıtıyorsunuz yanlış yapıyorsunuz dedik. Mısır'da Kaddafi arkadan hançerlenirken, yanlış yapıyorsunuz dedik. Rusya, İran, Irak ile kavga ettiler. En son AB ile kavga ettiler. Koskoca Türkiye'yi, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye'yi Ortadoğu'nun şamar oğlanına döndürdüler. Benim ağırıma gidiyor. Ama onlarda onur varsa, onlarda insanlık varsa, onlarda akıl varsa, onların da zoruna gitmesi lazım. Ama yok yapmıyorlar. Suriye'ye girdik askerlerimiz şehit oldu. Kim vurduya gitti, kimin vurduğu belli değil. Bir hükümet var, kimin vurduğu belli değil. Türkiye'de bizim başımıza hiç böyle bir şey gelmedi. Türkiye ilk kez dış politikada tarihin en derin hezimetini yaşıyor, böyle bir şey hiç olmadı. Hiç bir sorumluluğu olmayan kişi konuşuyor. Binali Bey, çıkıp söylemiyor. 'Ya Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkenin başbakanı benim sen değilsin. Sen Dışişleri Bakanı değilsin, ya izin ver de konuşalım.' diyor mu diyemiyor. Diyemiyor demokrasiye inanmadığı için bunu diyemiyor, aklını kiraya verdiği için bunu söyleyemiyor. Koltuğuna sahip çıkamayan ülkesine sahip çıkamaz. 'Esed'in hükümdarlığına son vermek için oraya gittik' diyor. MKG toplantı kendisini başkanı olduğu MKG, 'Biz terörü önlemek için girdik' dediler. Putin, sen çıkıp konuşacaksın tükürdüğünü yalayacaksın, yoksa ben buna izin vermem dedi. Ayar çekti, sonra çıkıp dedi ki 'Fırat Kalkanının hedefi herhangi bir ülke veya kişi değil. Kardeşim Esed diyecek de daha zamanı var."
"EGE'DEKİ 18 ADAYA YUNAN BAYRAĞI ÇEKİLDİ"
Kemal Kılıçdaroğlu, Ege Denizi'nde Türkiye'ye ait 18 adaya Yunanistan'ın bayrak çektiğini söyledi. Hükümete bu durumu sorduklarını belirten Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Soruyoruz, bizim daha büyük işimiz var diyorlar. Nedir sizin işiniz Erdoğan'a başkanlığı getireceğiz diyorlar. Bir ülke satılarak bir ülke pazarlık yapılarak başkanlık gelmez. Başkanlığı da getirmeyeceğiz bu ülkeye. Arada bir bizim milliyetçiliğimizle de uğraşıyorlar. Hiç kimse unutmasın, herkes şunu çok iyi bilsin Cumhuriyet Halk Partisi'nin milliyetçiliği Kıbrıs'ın Beşparmak Dağları'na yazılmıştır, Akdeniz'in sularına yazılmıştır. Ve daha önemlisi bu Türkiye hepimizin ülkesi, hepimizin işinin aşının olması lazım. Her evde huzurun bereketin olması lazım. Sokaklarda tanımadığımız insanlara bile güler yüzlü selam vermek lazım. Bir ülkede huzur var mıdır yok mudur? Bunun tek bir göstergesi vardır bir ülkede kadınların yüzü gülüyorsa bilin ki o ülkede huzur vardır. Eğer kadının yüzü gülmüyorsa bu ülkede huzur yoktur. Bu ülkede bereket yoktur."
"AYAKKABI KUTULARINDAKİ DOLARLARI BOZDURUN"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkın dolarları Türk lirasına çevrilmesi isteğini de hatırlatan Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
"Şimdi diyorlar ki dolarları bozdurun. Yastık altında para mı bıraktınız Allah aşkına. Sen ayakkabı kutularındaki dolarları bozuldun mu? Sen önce onları bir bozdur bakalım. Sanıyorlar biz onları unuttuk. Biz onları unutmadık, unutturmayacağız onları. Mustafa Kemal Atatürk'ün girişimcilikten ilham aldığı kent Adana'dır. Adana bir anlamda Cumhuriyetin en önemli kentlerinden birisidir. Bereketli toprakları var Adana'nın. Çukurova'sı, sanatçıları, sinemacıları, tiyatrocuları var. Sanata damga vurmuştur. Sadece Adana'da değil bütün Türkiye'de bütün dünyada damgasını vurmuştur. Abidin Dino'su vardır, Yaşar Kemal'i vardır. Her Adanalı bir İnce Mehmet'tir. Her Adanalı yiğit, her Adanalı bayrağına saygı duyar."
"TÜRKİYE'Yİ TERÖR BELASININ İÇİNE SOKTULAR"
Ak Parti'nin 14 yıl bu ülkeyi yönettiğini ve Türkiye'nin sorunlarını çözemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Terör belasının içine soktular Türkiye'yi. Dış politikada çuvalladılar. Şimdi ekonomik krizle karşı karşıyalar. Meydanlar dolduruyorlar, aman aman dolarları bozdurun. Ya, dolar sizde bozduracaksanız siz bozdurun. Vatandaşın cebinde para yok para" dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de 6 milyon işsizimiz var. Türkiye'ye turist gelmiyor diyorlar. Niye gelsin kavganın olduğu yere turist mi gelir. Hukuk güvencesi olmayan yere turist mi gelir. Alanya'da esnaf turist duasına çıkıyor. Onlara şu mesajı gönderdim, 'Duaya çıkın AKP gitsin diye' o zaman turiste de gelir bereket de gelir. Atatürkçülüğün iki temel kuralı vardır. Bir, özgürlük ve bağımsızlık. Mustafa Kemal Atatürk der ki, 'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben ülkemin bağımsızlığını ve özgürlüğünü her şeyin üstünde tutarım' der. İkinci ayağı ekonomidir. Üreten Türkiye. Bir ülke üretirse güçlüdür bir ülke üretirse dünyada saygınlığı olur. Bir ülke üretirse bağımsızlığı korur. Ne diyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça ülke bağımsızlığını koruyamaz. İzin verirseniz onun bir cümlesini burada okumak isterim. 'Çalışmadan yorulmadan üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da İstiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar'. Bunun için üretmek önemlidir, bunun için alın teri önemlidir. Üreteceğiz ki güçlü olalım diyoruz. Ürettirmediler, fabrikalar arka arkaya kapandı. Böyle yaparsanız Türkiye'yi G20'den de çıkaracaklar. Çağdaş dünyanın uygar dünyanın bir parçası olmak istiyoruz. Biz Ortadoğu'nun kanın gözyaşının parçası olmak istemiyoruz. Elbette Ortadoğu'yu kucaklayacağız. Elbette ki oradaki saygıda kusur etmeyeceğiz. Elbette onların kalkınmasına her türlü katkıyı vereceğiz, demokrasinin güçlenmesini isteyeceğiz. Ama biz her şeyden önce Gazi Mustafa Kemal'in söylediği çağdaş uygarlığı aşmak zorundayız ve çağdaş uygarlığa aşacağız. Ne istiyoruz kendi ülkemizde? Huzur içinde yaşamak istiyoruz ne istiyoruz bu ülkede aç ve açıkta kimse kalmasın istiyoruz. Ne istiyoruz? Kadın erkek eşit olsun istiyoruz. Ne istiyoruz? Bütün çocukları anneler güler yüzle sabah okula göndersinler istiyoruz. Her evde bereket olsun her evde tencere kaynasın istiyoruz. Ne istiyoruz? Düşünce özgürlüğü istiyoruz, insanları düşüncelerinden ötürü hapse atmayalım diyoruz. Ne istiyoruz? Hapishanelerinde gazeteci olmasın istiyoruz."
"ÜLKÜCÜ KARDEŞLERİM DE BAŞKANLIĞA KARŞI ÇIKIYOR"
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından tekerlekli sandalye ile kürsüye gelen engelliler 3 Aralık Engelliler Günü nedeniyle karanfil verip kısa süre sohbet etti. Beyaz güvercinler uçuran Kılıçdaroğlu, boynuna asılan Adana Demirspor ve Adanaspor atkılarını, karanfillerle birlikte vatandaşlara attı. Kılıçdaroğlu, daha sonra Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde tedavi gören Aladağ'daki yangından yaralı kurtulan öğrencilere geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.
'Ülkücüler başkanlığa 'hayır' diyor" yazılı bir döviz de Kılıçdaroğlu'nun dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Ülkücü kardeşlerim de burada, onlar da başkanlığa karşı çıkıyor" dedi.
Adana'nın Aladağ İlçesi'nde 12 kişiye mezar olan yurda karanfil bırakan Kemal Kılıçdaroğlu, Uğur Mumcu Meydanı'nda toplanan 90 bin kişiye hitap etti.
Türkiye'ye hep birlikte sahip çıkacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye hepimizin Türkiye'si hep birlikte sahip çıkacağız. Kışlaya, camiye siyaset sokmayacağız. İbadet yerine siyaset sokarsanız toplumu bölersiniz oysa biz diyoruz ki bütün ibadet yerleri saygı duyacağız. Oralara siyaset sokmayacağız. Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkacağız. Cumhuriyet bizim cumhuriyetimiz ise cumhuriyetimizi kurucu değerlerimize sahip çıkacağız. Kurucu değer cumhuriyeti kuran felsefedir. Bu felsefe hepimizin ortak değeri olmalıdır. Cumhuriyeti kuranlar savaş meydanından geldiler ağır bedel ödediler çocuklarına torunlarına daha güzel bir Türkiye bırakmak için mücadele ettiler.
Bir kişi gelecek 'Benim sayısal çoğunluğum var rejimi değiştireceğim' diyecek. Bu ülkenin temelinde gözyaşı var. Sayısal çoğunluk yoktur, milli irade vardır. Rahmetli İnönü'nü bir sözü var, 'Hadi canım sende' Sen kim oluyorsun da rejimi değiştiriyorsun. Rejimi değiştirmene izin vermeyeceğiz" dedi.
ZULMEDENİN KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR
Yargı bağımsızlığı ve adaletin önemine de değinen Kılıçdaroğlu, "Adalet yüce bir kavramdır. Adalet mülkün temelidir Adaletin olmadığı yerde kadın erkek eşitliği olmaz. Adalet kutup yıldızı gibidir, sabit durur ama bütün dünya etrafında döner. Hukukun üstünlüğü yargı bağımsızlığı siyasete alet edilmemelidir. Yargı bağımsızlığı hukukun üstünlüğü hepimizin üzerinde titremesi gereken kavramlardır. Adalet zulmün emrinde olmamak demektir. Adalet zulme karşı direnmektir. Direnme hakkında söz ediyorum. Zalime ve zulme karşı direnmek hepimizin görevidir. Zulmedenin karşısında susan dilsiz şeytandır. Zalime karşı duracağız insan haklarını ve adaleti savunacağız" diye konuştu.
Devletin akılla yönetildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
DEVLET YÖNETİMİNDE LİYAKAT ESAS OLMALI
"Devlet kinle intikam duygusuyla yönetilmez. O nedenle söylüyoruz liyakat, bilgi, tecrübe esastır devlet yönetiminde. Önemli olan liyakat değil Müslümanlıktan diyorlar. Onlar Müslümanlığın da ne olduğunu bilmiyorlar. Çünkü yüce yaratan diyor ki, işi ehline vereceksin. Yani liyakatlı olana vereceksiniz. Bunlar bunu bile bilmiyorlar. Biz neyin ne olduğu çok iyi biliyoruz işi ehline vermenin ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyoruz. Türkiye hepimizin Türkiye'si ise devlet yönetiminde onun bunun adamı değil, şu cemaatin bu cemaatin adamı değil, devlet yönetiminde liyakat esas alınmalıdır. İşi bilene ehliyeti olana devlet teslim edilmeli."
OHAL ELEŞTİRİSİ
OHAL uygulamalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Uygulamaları görüyorsunuz binlerce öğretmenin işine son verildi, binlerce öğretmen açığa alındı. Gencecik çocuklar kapının önüne kondu. Bütün öğretmen, memur kardeşlerime söylüyorum CHP iktidarında hepinizi itibarı iade edilecek. Öğretmenler başımız tacıdır. Zulme karşı duracağız, hukuksuzluğa da karşı çıkacağız. 15 Temmuz gecesi 2 askeri lise öğrencisi ile 1 asker linç edildi. Linç edilen askerlerin ne günahı vardı. Bunlar emir kulu. Sen komutanı yargılamıyorsun da erden neden hesap soruyorsun. Komutan emir verir herkes emre uyar. Emre uydu diye kişiyi linç edeceksin, komutanın sırtını sıvazlayacaksın. Linç edilen askerin hesabını soracağım. Darbe fırsatçılığı yapıyorlar. Bütün darbelere, tıpkı teröre karşı olduğumuz gibi karşıyız. Kimden nereden gelirse gelsin. Darbe fırsatçılığı yapan, karşı darbe gerçekleştirmek isteyenlere de karşıyız. Darbe fırsatçılığı yapıp askeri liseleri kapatıp, GATA'yı, Harp Okullarını kapatacağım derseniz orada dur deriz. Sözüm söz Peygamber ocağındaki emir komuta zinciri yeniden kuracağız. Harp Okullarını, GATA'yı, askeri hastaneleri yeniden açacağız. Elbette yanlış yapanları ayıklamalı. Ama yanlış yaptı diye 100-150 yıllık kurumları kapatamazsanız. Bu adamları oralara kim yerleştirdi, bu soruyu kendilerine sormak lazım. Bu adamlara yetkili kim verdi, bu adamları kim ellerinin üstünde tuttu. Kim kalktı söyledi 'Ne istediniz de vermedik' dedi. Onlar ne istediler de siz verdiniz. Türkiye'yi sattınız, şimdi faturayı gariban vatandaşa kesiyorlar. Buna izin veremeyeceğiz. Liyakatin olmadığı yerlerde dikta yönetimi vardır."
TIPIŞ TIPIŞ ANAYASAYA UYACAKSIN
"Hukunun üstünlüğü yok üstünlerin hukuku var, baskıncıların hukuku var" diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Ben anayasayı dinlemem' diyor. Anayasa Mahkemesi'ne itibar etmem saygı duymam' diyor. 'Madem anayasaya uymuyorsun o zaman senin için anayasayı sana uyduralım' diyorlar. Ne demek bu. Yüzde 92 ile kabul edilen bir Anayasaya uymam diyor. Sen bu anayasa uymuyorsan vatandaşlar niye hapiste. Onlara gelince yasa var, sana gelince yok. CHP iktidarında sen de tıpış tıpış Anayasa uyacaksın, o anayasanın gereğini yerine getireceksin. Din ve vicdan özgürlüğü, Türkiye hepimizin inançlarımız farklı olabilir. Kim nasıl neye inanıyorsa inansın hepimiz buna uymak zorundayız. Samimi Müslümanlara sesliyorum. Senin inancı benim başımın üstündedir. Senin sağ duyun benim başımın üstündedir. Senin inancını siyasete alet edene prim verme. Senin inancını siyasete alet eden bu ülkeye en büyük kötülüğü yapandır. Eğer sen inancını yerine getirirken bir engelle karşılaşırsan gel kardeşim, ya da beni çağır ben geleceğim ayağına. İnancını özgürce yerine getir diye seninle birlikte mücadele edeceğim."
MEDYANIN YÜZDE 90'I HÜKÜMETİN KONTROLÜNDE
Dünyanın en çok gazetecisi tutuklu olan ülkenin Türkiye olduğunu da vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bugün medyanın yüzde 90'ı hükümetin kontrolündedir. Televizyonlara bakıyorsun, tek bir ağızdan konuşuyorlar. Çünkü onlara oraya çıkartanlar hükümetin yanlılarıdır. CHP iktidarında medya özgürlüğünü sağlayacağız. bugün 146 gazeteci hapiste. Dünyada en çok gazetecisi hapiste olan ülke Türkiye, bu bizim ağırımıza gidiyoruz. Hapiste gazeteci olmadığı, medya özgürlüğü olduğu bir Türkiye'yi hep birlikte savunacağız"dedi. Kılıçdaroğlu sözlerine hapisteki gazetecilerin isimlerini de sayarak devam etti.
KOLTUĞUNA SAHİP ÇIKAMAYAN ÜLKESİNE SAHİP ÇIKAMAZ
Türkiye'nin dış politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu şu değerlendirmeyi yaptı:
"Dış politika bir kişiye, bir partinin siyasi çıkarlarına teslim edilemez. Dış politika milli olması lazım ortak akıl olması lazım. Suriye'ye girdiler yanlış yapıyorsunuz, Müslüman kanı akıtıyorsunuz yanlış yapıyorsunuz dedik. Mısır'da Kaddafi arkadan hançerlenirken, yanlış yapıyorsunuz dedik. Rusya, İran, Irak ile kavga ettiler. En son AB ile kavga ettiler. Koskoca Türkiye'yi, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye'yi Ortadoğu'nun şamar oğlanına döndürdüler. Benim ağırıma gidiyor. Ama onlarda onur varsa, onlarda insanlık varsa, onlarda akıl varsa, onların da zoruna gitmesi lazım. Ama yok yapmıyorlar. Suriye'ye girdik askerlerimiz şehit oldu. Kim vurduya gitti, kimin vurduğu belli değil. Bir hükümet var, kimin vurduğu belli değil. Türkiye'de bizim başımıza hiç böyle bir şey gelmedi. Türkiye ilk kez dış politikada tarihin en derin hezimetini yaşıyor, böyle bir şey hiç olmadı. Hiç bir sorumluluğu olmayan kişi konuşuyor. Binali Bey, çıkıp söylemiyor. 'Ya Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkenin başbakanı benim sen değilsin. Sen Dışişleri Bakanı değilsin, ya izin ver de konuşalım.' diyor mu diyemiyor. Diyemiyor demokrasiye inanmadığı için bunu diyemiyor, aklını kiraya verdiği için bunu söyleyemiyor. Koltuğuna sahip çıkamayan ülkesine sahip çıkamaz. 'Esed'in hükümdarlığına son vermek için oraya gittik' diyor. MKG toplantı kendisini başkanı olduğu MKG, 'Biz terörü önlemek için girdik' dediler. Putin, sen çıkıp konuşacaksın tükürdüğünü yalayacaksın, yoksa ben buna izin vermem dedi. Ayar çekti, sonra çıkıp dedi ki 'Fırat Kalkanının hedefi herhangi bir ülke veya kişi değil. Kardeşim Esed diyecek de daha zamanı var."
"EGE'DEKİ 18 ADAYA YUNAN BAYRAĞI ÇEKİLDİ"
Kemal Kılıçdaroğlu, Ege Denizi'nde Türkiye'ye ait 18 adaya Yunanistan'ın bayrak çektiğini söyledi. Hükümete bu durumu sorduklarını belirten Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Soruyoruz, bizim daha büyük işimiz var diyorlar. Nedir sizin işiniz Erdoğan'a başkanlığı getireceğiz diyorlar. Bir ülke satılarak bir ülke pazarlık yapılarak başkanlık gelmez. Başkanlığı da getirmeyeceğiz bu ülkeye. Arada bir bizim milliyetçiliğimizle de uğraşıyorlar. Hiç kimse unutmasın, herkes şunu çok iyi bilsin Cumhuriyet Halk Partisi'nin milliyetçiliği Kıbrıs'ın Beşparmak Dağları'na yazılmıştır, Akdeniz'in sularına yazılmıştır. Ve daha önemlisi bu Türkiye hepimizin ülkesi, hepimizin işinin aşının olması lazım. Her evde huzurun bereketin olması lazım. Sokaklarda tanımadığımız insanlara bile güler yüzlü selam vermek lazım. Bir ülkede huzur var mıdır yok mudur? Bunun tek bir göstergesi vardır bir ülkede kadınların yüzü gülüyorsa bilin ki o ülkede huzur vardır. Eğer kadının yüzü gülmüyorsa bu ülkede huzur yoktur. Bu ülkede bereket yoktur."
"AYAKKABI KUTULARINDAKİ DOLARLARI BOZDURUN"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkın dolarları Türk lirasına çevrilmesi isteğini de hatırlatan Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
"Şimdi diyorlar ki dolarları bozdurun. Yastık altında para mı bıraktınız Allah aşkına. Sen ayakkabı kutularındaki dolarları bozuldun mu? Sen önce onları bir bozdur bakalım. Sanıyorlar biz onları unuttuk. Biz onları unutmadık, unutturmayacağız onları. Mustafa Kemal Atatürk'ün girişimcilikten ilham aldığı kent Adana'dır. Adana bir anlamda Cumhuriyetin en önemli kentlerinden birisidir. Bereketli toprakları var Adana'nın. Çukurova'sı, sanatçıları, sinemacıları, tiyatrocuları var. Sanata damga vurmuştur. Sadece Adana'da değil bütün Türkiye'de bütün dünyada damgasını vurmuştur. Abidin Dino'su vardır, Yaşar Kemal'i vardır. Her Adanalı bir İnce Mehmet'tir. Her Adanalı yiğit, her Adanalı bayrağına saygı duyar."
"TÜRKİYE'Yİ TERÖR BELASININ İÇİNE SOKTULAR"
Ak Parti'nin 14 yıl bu ülkeyi yönettiğini ve Türkiye'nin sorunlarını çözemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Terör belasının içine soktular Türkiye'yi. Dış politikada çuvalladılar. Şimdi ekonomik krizle karşı karşıyalar. Meydanlar dolduruyorlar, aman aman dolarları bozdurun. Ya, dolar sizde bozduracaksanız siz bozdurun. Vatandaşın cebinde para yok para" dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de 6 milyon işsizimiz var. Türkiye'ye turist gelmiyor diyorlar. Niye gelsin kavganın olduğu yere turist mi gelir. Hukuk güvencesi olmayan yere turist mi gelir. Alanya'da esnaf turist duasına çıkıyor. Onlara şu mesajı gönderdim, 'Duaya çıkın AKP gitsin diye' o zaman turiste de gelir bereket de gelir. Atatürkçülüğün iki temel kuralı vardır. Bir, özgürlük ve bağımsızlık. Mustafa Kemal Atatürk der ki, 'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben ülkemin bağımsızlığını ve özgürlüğünü her şeyin üstünde tutarım' der. İkinci ayağı ekonomidir. Üreten Türkiye. Bir ülke üretirse güçlüdür bir ülke üretirse dünyada saygınlığı olur. Bir ülke üretirse bağımsızlığı korur. Ne diyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça ülke bağımsızlığını koruyamaz. İzin verirseniz onun bir cümlesini burada okumak isterim. 'Çalışmadan yorulmadan üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da İstiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar'. Bunun için üretmek önemlidir, bunun için alın teri önemlidir. Üreteceğiz ki güçlü olalım diyoruz. Ürettirmediler, fabrikalar arka arkaya kapandı. Böyle yaparsanız Türkiye'yi G20'den de çıkaracaklar. Çağdaş dünyanın uygar dünyanın bir parçası olmak istiyoruz. Biz Ortadoğu'nun kanın gözyaşının parçası olmak istemiyoruz. Elbette Ortadoğu'yu kucaklayacağız. Elbette ki oradaki saygıda kusur etmeyeceğiz. Elbette onların kalkınmasına her türlü katkıyı vereceğiz, demokrasinin güçlenmesini isteyeceğiz. Ama biz her şeyden önce Gazi Mustafa Kemal'in söylediği çağdaş uygarlığı aşmak zorundayız ve çağdaş uygarlığa aşacağız. Ne istiyoruz kendi ülkemizde? Huzur içinde yaşamak istiyoruz ne istiyoruz bu ülkede aç ve açıkta kimse kalmasın istiyoruz. Ne istiyoruz? Kadın erkek eşit olsun istiyoruz. Ne istiyoruz? Bütün çocukları anneler güler yüzle sabah okula göndersinler istiyoruz. Her evde bereket olsun her evde tencere kaynasın istiyoruz. Ne istiyoruz? Düşünce özgürlüğü istiyoruz, insanları düşüncelerinden ötürü hapse atmayalım diyoruz. Ne istiyoruz? Hapishanelerinde gazeteci olmasın istiyoruz."
"ÜLKÜCÜ KARDEŞLERİM DE BAŞKANLIĞA KARŞI ÇIKIYOR"
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından tekerlekli sandalye ile kürsüye gelen engelliler 3 Aralık Engelliler Günü nedeniyle karanfil verip kısa süre sohbet etti. Beyaz güvercinler uçuran Kılıçdaroğlu, boynuna asılan Adana Demirspor ve Adanaspor atkılarını, karanfillerle birlikte vatandaşlara attı. Kılıçdaroğlu, daha sonra Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde tedavi gören Aladağ'daki yangından yaralı kurtulan öğrencilere geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.
'Ülkücüler başkanlığa 'hayır' diyor" yazılı bir döviz de Kılıçdaroğlu'nun dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Ülkücü kardeşlerim de burada, onlar da başkanlığa karşı çıkıyor" dedi.
YORUM YAZIN