Header Ads

Merkel'in Türkiye ziyareti: 'Kuvvetler ayrılığı ve özgürlükler' vurgusu yaptı, CHP ve HDP ile görüştü

Başak Demir-Hilal Köylü/DW Türkçe

Almanya Başbakanı Angela Merkel perşembe günü Türkiye'yi ziyaret etti. Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile bir araya gelen Almanya Başbakanı, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve HDP'li yetkililerle de görüştü.Türk hükümeti ile diyaloğu sürdürmeye kararlı olan Merkel’in temaslarında derin görüş ayrılıklarını da açıkça dile getirmesi, iki ülke ilişkilerinde krizlerin bitmeyeceğinin işareti sayılıyor. Merkel’in hükümetin yanı sıra muhalefet partileri CHP ve HDP ile de diyalogdan yana tavrı dikkat çekiyor.

“Soykırım tasarısı ve İncirlik ziyareti nedeniyle iki ülke arasında yaşanan sert tartışmaları hatırlayın. Taraflar birbirlerine güven tazeleyemedi” sözleriyle Ankara-Berlin hattındaki son bir buçuk yıla gönderme yapan bir Türk Dışişleri yetkilisi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da iki ülke ilişkilerinin ağır sancılar yaşadığına dikkat çekiyor. Türk diplomat, DW Türkçe’ye bu sancıları özetlerken Berlin’in Ankara’ya “Darbe girişimin ardından kamu ve özel sektörden, ordudan gerçekleştirilen toplu tasfiyeler, gazetecilerin tutuklanması, medya organlarının kapatılması” konularında eleştirilerini ağırlaştırdığını söylüyor. Ankara da bu süreçte Berlin’i Türk hükümetine tam destek vermemekle, PKK ve Gülen yapılanmasına ‘kucak açmak ve teröre çanak tutmakla' suçladı. Aynı diplomat “Suriyeli mülteciler krizi, vize serbestliği gerilimi, Türkiye’den Almanya’ya son dönemde artan iltica başvuruları da, Ankara-Berlin ilişkisini tam bir çıkmaza sürüklemişti ki, Merkel’in ziyareti olsa olsa küçük bir pansuman olurdu diye düşünmüştük" diyerek ziyaret sonrasında da iki ülke arasındaki krizlerin bitmediğinin açıkça görüldüğüne dikkat çekiyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ‘İslamist terör’ gerilimi yaşamasına karşın Başbakan Binali Yıldırım’la buluşmasında da bu ifadeyi kullanmaktan çekinmeyen Merkel, gerilimi bitirmek için Müslümanlara karşı anlayışla yaklaştıklarını, Almanya’da yaşayan Türklerin din özgürlüğünü ciddi güvenceye almak için çalışmalar yürüttüklerini vurguladı.

Merkel’in ziyaretinde Ankara-Berlin hattındaki asıl derin görüş ayrılığını; Ankara’nın iddia ettiği PKK ve Gülen yapılanmasıyla bağlantılı kişilerin iadesi konusunda Merkel’in hukuki sürece vurgu yapması oluşturdu. DW Türkçe'ye konuşan Türk yetkililer “Merkel, adalet bakanlıklarının ortak çalışacağını söyledi ancak halen Türkiye’den somut kanıt istiyor ki, bu konuda bizim daha da özel çalışma yapmamız gerekecek” çıkışında bulunuyor. Aynı yetkililer “Bunun daha nasıl somut kanıtı olacak bilemiyoruz” sıkıntısını yaşıyor.

“Büyük çatışma yaşanıyor”

Merkel, referandum öncesi yaptığı Ankara ziyaretinde tıpkı muhalefet partileri CHP ve HDP gibi kuvvetler ayrılığının korunması gerektiğine vurgu yaptı. Hukukun üstünlüğünün korunmasını isteyen Merkel, referandumda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) temsilcilerinin de Türkiye'de bulunacağını söyledi. İfade özgürlüğünden vazgeçilemeyeceğini anlattı ve medyaya baskıların son verilmesini istedi.  Türk hükümeti ise anayasa değişikliği ile kuvvetler ayrılığında sorun yaşanmayacağını söylüyor ve ifade özgürlüğü konularında sıkıntılar olduğu iddialarını da reddediyor.

Peki, tüm bunlar ne anlama geliyor?  

ODTÜ’den Prof. Hüseyin Bağcı, DW Türkçe’ye “Türkiye-Almanya ilişkileri hiç bu kadar kırılgan bir dönem yaşamamıştı. Taraflar arasında ekonomik, entelektüel ve siyasi alanlarda büyük bir çatışma yaşanıyor” dedi. Erdoğan’ın ‘İslami terör’den Merkel’in neyi kastettiğini ‘tam olarak anlayamadığını ve sert bir çıkış yaptığını’ anlatan Bağcı, iki ülke arasındaki soğuk rüzgarların Eylül ayında Almanya'da gerçekleşecek seçimlere kadar süreceğini tahmin ediyor. “Merkel’in Türkiye’ye gelişi, Türk hükümetine destekten çok, Erdoğan’ı zor duruma soktu. Merkel, Erdoğan’a demokrasi, güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü konularında ders verdi. Erdoğan-Merkel çatışması; otokratik olanla olmayanın çatışması gibiydi” diyen Bağcı, referandumda AGİT temsilcilerinin de görev yapmasının Almanya’nın Türkiye’deki sıkıntıları yakından izlediğinin ve kaygılı olduğunun göstergesi olduğunu dile getiriyor. Hüseyin Bağcı, Almanya’nın Türkiye’nin istediği ilticacıları vermesinin de sözkonusu olmayacağını anlatırken, “Çünkü sıkıntılı bir OHAL süreci var ve Almanya her şeyden önce Türkiye’de adil yargılama hakkının güvence altına alınmasını istiyor” şeklinde konuştu.

Muhalefetin kaygılarını dinledi

Merkel Ankara’da MHP dışındaki muhalefet temsilcileriyle de Almanya Büyükelçiliği’nde biraraya geldi. MHP’li Mehmet Günal DW Türkçe'ye “Rutin bir ziyaret gerçekleştirdi. Bizden de randevu istemedi. Bizim Almanya’dan beklediğimiz Türkiye’ye karşı daha samimi davranıştır” diye konuştu. Merkel’le biraraya gelen HDP heyetinden Mithat Sancar, DW Türkçe’ye “Eş genel başkanlarımızın hapiste olması bile her şeyi özetliyor. Merkel, yaşadığımız sıkıntıları gördü ve bizi yakından izleyeceği mesajını verdi. Almanya’nın Türkiye’deki gerçekleri öğrenmeye çalışması bizim için önemliydi” dedi. Sancar, Türkiye’de kutuplaşmanın keskinleştiğini, gerilimin istikrarsızlığı artırdığını ve referandum öncesi demokrasinin büyük sıkıntı çektiğini Merkel’e HDP’ye yapılan baskılar üzerinden anlattıklarını söyledi.


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, Merkel’le 50 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Merkel’in görüşmede “OHAL ortamında referandum sağlıklı mı, sonuç ne olabilir, muhalefete propaganda için eşit hak veriliyor mu, darbe sonrası ne tür kanunlar çıkarılıyor” sorularını yönelttiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun da Merkel’e “Referandumdan hayır çıkaracağız ancak ülkede hiç sağlıklı bir ortam yok, hukuksuzluk her geçen gün artıyor” mesajı verdiği belirtildi. Görüşmeye katılan CHP’li Öztürk Yılmaz, DW Türkçe’ye “Merkel’in Ankara ziyaretinin sıcak bir atmosferde geçtiği söylenemez. Ankara-Berlin hattında pek çok konuda görüş farklılığı olduğu görüldü. Almanya Türkiye’de neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor ama Türk hükümeti her şey sütlimanmış gibi göstermeye çalışıyor. Biz de Merkel’e gerçekleri söyledik, Türkiye’nin kanun hükmünde kararnamelerle yönetildiğini anlattık. Medyaya sansür uygulandığını, hukukun üstünlüğüne güvenin kalmadığını dile getirdik” diye konuştu.

Almanya basınında değerlendirmeler

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyareti ve Ankara temasları, Alman basınında öne çıkan yorum konusunu oluşturuyor.

Reutlinger General-Anzeiger’in konuya ilişkin yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

"İşte tam da birçok görüş ayrılığı nedeniyle üst düzeyde doğrudan görüşmeler gerçekleştirmek çok önemli. Her iki ülkenin de birçok nedenden ötürü birbirine ihtiyacı var. Merkel’in Türkiye’deki temasları her iki tarafın da bunu böyle gördüğünü ve bir bozuşmaya izin vermemeye çabaladığını gösterdi. Başbakan Merkel, basın ve ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü ve kuvvetler ayrılığının önemini açıkça dile getirdi.  O nedenle Erdoğan bu ziyareti iç politikada kendi lehine bir şova dönüştüremez. Her iki taraf da terörle mücadelede hemfikirdi. Ancak terörden ne anlaşıldığı konusunda ise derin görüş ayrılıkları var. Devlet başkanına yapılan her eleştiriyi ya da toptan toplum kesimlerini terör zannı altında bırakan, destek beklemesin."

Ulusal gazetelerden Süddeutsche Zeitung Merkel’in Türkiye ziyaretinin gerekliliğine dikkat çekiyor.
"Türkiye’de hala tutuklu gazeteciler ve halkın seçtiği ama hapse atılan milletvekillerini destekleyen cesur insan hakları savunucuları ve avukatlar var. Bu insanların Avrupa’nın onların kaderi ile hala ilgilendiğini bilme hissine ihtiyacı var.  Son dönemde sayıları çok az da olsa Avrupalı politikacıların Ankara'yı ziyareti o nedenle çok önemli. Çünkü bu ziyaretler 'Türkiye'nin Batı'da artık dostu yok. Bunun için yeni ittifaklara ihtiyaç var' şeklindeki Erdoğan’ın yaymaya çalıştığı efsaneleri çürütücü etki yaratabiliyorlar."

Frankfurter Rundschau gazetesi ise ziyaretin tüm olumlu yanlarına rağmen damakta yavan bir tat bıraktığını savunuyor:

"Almanya Başbakanı, Ankara ziyaretinde net konuştu. Merkel, Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde demokratik temel hak ve özgürlükler ile kuvvetler ayrılığının dikkate alınmasını vurguladı. Bu sözlerle Türk hükümetinin 'temizleme' operasyonu ve bu kapsamda sayısız politikacı ve gazetecinin tutuklanmasının yanı sıra Erdoğan’ın başkanlık sistemini getirecek referandum ile yetkilerini artırıp demokratik hakları kısıtlama planlarını eleştirmiş oldu. Bununla birlikte muhalefetteki politikacılarla görüştü ve Gülencilerin fişlenmesine yönelik uyarıda bulundu. Bunlar az değil. Yine de insanın damağında yavan bir tat bırakıyor."

Ulusal gazetelerden Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Merkel’in Türkiye ziyaretini bir seçim hazırlığı olarak görüyor. Yorumda şu satırları okuyoruz.

"Tayyip Erdoğan’ın Başbakan Merkel’e saygı ile baktığı günler geride kaldı. O günlerde Erdoğan Almanya’ya geliyordu. O günler geride kaldığından bu yana da tam tersi Merkel Türkiye’ye gidiyor. Başbakan bir buçuk yıl içerisinde beşinci Türkiye ziyaretini gerçekleştirdi. Bir arzuhal sahibi olarak seçim yılında Türkiye ile yapılan mülteci anlaşmasını kurtarmak için gidiyor. Muhtemelen Erdoğan bu konuda kendisini muğlâkta bıraktı. Tabii bir de kısık sesle de olsa belki Erdoğan gibi bir güç adamı üzerinde etkili olmak ve imparatorluğunda kalan son bir gıdım demokrasi ve hukuk devletini kurtarmak için de gidiyor. En azından ifade özgürlüğü ve kuvvetler ayrılığına saygı gösterilmesini talep etti. Türkiye’deki muhalefet ve sivil toplum için bir umut parçası."

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.