Header Ads

İnsanoğlunun Denge İle İmtihanı

- JANET BARIŞ -
Denge önemlidir. Sadece birşeyleri eşitlemek adına değil, varlığını sürdürebilmek adına...
Çünkü insanın doğayla kurmaya çalıştığı denge evrenin sırrı, yaratılış kadar gizemli olabilir. İnsanı insan yapan en önemli şeydir “sıkıntı” zira “ben” olmanın yolu da bu noktadan geçer. İnsan kendi içinde sağlayamazsa dengeyi savrulur.

Boşuna demez Georges Perec “keşke insan türüne ait olmak o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi” diye.

İçimizde ve dışımızda gürültü olmadıkça sıkıntıyı anlamamız güç, asıl zor olan kendi içinden çıkıp dışarıdan bakarken anlamaya çalışmak, işin ince yanı da anlamlandıramadığında başlıyor, öbek öbek boşluklar ürüyor içinde, boşluktan korkmaya gerek yok çünkü içinde kara deliklerle yaşamaya alışabiliyor insan.

Yaşamın kendisi başlı başına dengesizce savrulmak zaten.

Bana da bir taşın kıyısından savrulmak düştü, bana düşene düştüm ben de, yazgımı sorgulamadım. Başını ve bedenini taşıyan bir boyun, insan olmaya yettiği sürece ötesini düşünmemeli belki de...

Zaman sancıyı alıp götürmez, yoğurur, dönüştürür. Sana kalan hayatın ta kendisinden bir andır, seni de o an yoğurur.

Tanımlayamadığımız o anları bazen bizim yerimize bir yazar anlatır. Aslı Biçen’in Elime Tutun kitabı boşluğun, dengesizliğin, ruh girdabının bir özeti gibidir adeta;

“Kimi zaman geri çekilmek gerekir; saçaklı ayaklarını bir anda kabuğuna toplayan bir deniz yaratığı gibi kapanmak. Ama geri çekilme öğretilmez hiçbir çocuğa. Batmaya dirensin diye büyütülür her çocuk. Ben de bir çocuktum, ben de büyütüldüm ve şimdi nasıl batacağımı bilemiyorum. Direnmek nasıl bırakılır?”



* Janet Barış'ın blog adresi:  http://puslupasaj.blogspot.com/

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.