Header Ads

Gazeteci Nasıl Özgür Olur?

- Ayça Söylemez -
Ancak bütün toplum özgür olduğunda. Özgürlüğün “yarım”ı olmaz. Emek hakkını savunmadan, herkes için ifade hakkını savunmadan, insanca yaşam hakkını savunmadan basın özgürlüğünü savunmaya kalkarsan kimse seni ciddiye almaz, şaşırma.

Bazı gazeteciler, iktidarın polisi medya plazalarının kapısına dayandığında fark ettiler durumun vahametini. Şimdiye dek fildişi kulelerinden baktıkları sistem dışı muhaliflerle aynı kefeye konulabileceklerini gördüler, bir gün kendilerinin ağzından da özgürlük ve eşitlik talebinin çıkabileceğini anladılar.

Anlamadıkları şey, “Özgürlük olsun ama sadece benim için olsun” düşüncesinin gerçekçi ve inandırıcı olmadığı.

Bugün Ahmet Şık için sokağa dökülenlerin kaçı, o hakları için dava açıp işsiz bırakıldığında yanındaydı? (1)

Gazetecilerin kaçı bir günde 10 arkadaşı birden işten atıldığında (ki başına gelmemiş olanı neredeyse yoktur) herhangi bir tepki gösterdi?

Bırakın sendikaya üye olduğu ya da maaşını zamanında istediği için kara listeye alınan arkadaşlarının yanında durmayı, kaç gazeteci “sakıncalı” bir haberi gazeteye sokmak için ısrarcı oldu?

Kaçı bu düzeni olduğu gibi kabullenmeyip hem kendi hakları hem diğer gazetecilerin hakları için savaş verdi?

Sabah-ATV grevinde neredeydiniz?

Atılım, Yürüyüş, Özgür Gündem/Günlük muhabirleri gazetecilik faaliyeti nedeniyle “terörist” ilan edilip yıllarca tutuklu kalmak üzere gözaltına alınırken neredeydiniz?

Cumartesi anneleri her hafta gözaltına alınırken, Hayat Dönüş Operasyonu’nda insanlar yakılırken, Gazi Mahallesi’nde katliam yapılırken, Kürtler öldürülüp toplu mezara atılırken ve Ahmet Şık gibi gazeteciler bunları haber yaptığı için ya öldürülüp ya işten atılırken neredeydiniz?

Büyük ihtimalle bir çokuluslu şirketin 5 yıldızlı otelde verdiği kokteylde…

Keser döndü sap döndü, iktidarın sopası size de ulaştı. Şimdi yukarıda saydığım konuları gerçekten mesele etmiş biri tutuklanırken bile, onun bu özelliklerini yok sayıp hala utanmadan kendiniz için korkuyorsunuz.

Hala sadece kendiniz için özgürlük istiyorsunuz. Ve bu halinizle sadece gerçek muhalifleri değil iktidarı bile güldürüyorsunuz. Sistem içinde kalarak bile yapabileceğiniz birçok şey varken, yanında oturan arkadaşının ayağını kaydırma hesabı yapan “gazeteci”, şimdi sokağa çıkıp “Dokunan yanar” diyen arkadaşı için yürüyor.

Halbuki zamanında kendisi de “dokunsaydı” hiç kimse yanmayacaktı.

Herkes bilir ama ben yine de hatırlatayım, tam yeridir çünkü:

“Naziler komünistleri götürdüklerinde sustum. Çünkü ben komünist değildim.
Sosyal demokratları götürdüklerinde sustum. Çünkü ben sosyal demokrat değildim.
Sendikacıları götürdüklerinde sustum. Ben sendikacı da değildim.
Beni götürmeye geldiklerinde, geride sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” (2)
(Alman rahip Martin Niemöller)

Savaşı boş verip muharebeyi kazanmaya çalışırsanız, bütün savaşları kaybedersiniz.


(1) Ahmet Şık: “Herkes herkesin polisi ve gardiyanı olmuş durumda” http://serbestsiyasa.com/?p=395
(2) “Als die Nazis die Kommunisten holten…” http://www.martin-niemoeller-stiftung.de/4/daszitat/a31

1 yorum:

  1. velat DEMİR
    Emekçi Gazeteciler, halkla bütünleşen halkın çektiği acıları kuralsızlıkları, ve genelde bir bütün olarak halkın emekçinin küçüğün büyüğün kadının erkeğn doğanın ve bütün doğada yaşayan canlı varlıkların yegane sihirli değnek gibi savuncusudur.Hayatı ve ülkeyi kuralsızlıklarıyla kuralsızlaştıranlara karşı durmak ve onları teşhir etmek en temel görevidir.Kuşkusuz öle yapan ve bu onurlu görevi layıkıyla yapmaya çalışanların ne duruma gettirdiklerini görmekte ve hayretle izlemekteyiz.Ancak halkın çektiği acıları görmyip kend menfaatlarını ön plana çıkaran ve kalemlerini çok ucuza satan kalemsatarlar.muhakkak birgün gelecek ve mürekkepleri bitecek ama onurlu başı dik emekçinin mağdurun mazlumun ve gerçek adalet hakikat arayann gazeteciler başaracaklarını eminim.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.