Header Ads

Deniz, Kum ve Kitap

- YALÇIN HAFÇI -
‘Yaz’ denilince akla hemen tatil geliyor. En azından şehir yaşantısının alışkanlığı olanlar için. Oysa bir çiftçi için hasat zamanı olabilir bu. İnsan nasıl yaşarsa öyle düşünürmüş. Yaz kavramı bizde sadece deniz, kum, güneş ve sınırsız bir eğlenceyi çağrıştırıyorsa bunun bir sebebi var aslında. Peşinen belirtmeliyim ki ‘yaz tatili’ elbette bir haktır ve bedellerle kazanılmıştır. Sorun tatil değil tatilin nasıl değerlendirildiğidir.

Günümüzde çok şey alınıp satılan bir maldır. ‘Boş zaman’ ve tatil de üreticilerin çalışmaları karşılığında tıpkı nesneler gibi satın aldığı bir şeydir aslında. Ama asıl önemli olan tatilin nasıl yaşanacağıdır. İşte bu noktada üretici sınıfın, aynen yarı mamul bir maddenin başka bir şeye dönüştürülmesi gibi yeniden üretilmesi gündeme geliyor.

Sistem, insanların değer yargılarını, tercihlerini, zevklerini, nasıl yaşanacağını, ne okuması gerektiğini dahi bilimum manipülasyon aracını kullanarak belirliyor. Sattığı her şeyle birlikte bir yaşam tarzı ve kitsch bir kültür satıyor. Bu da çabucak tüketilen, hormonlu ve bayağı bir yaşamdır. Yaz tatillerinde insanlardan bu zamanı kendilerini gerçekleştirmek, kendi anlamını hissetmek yerine sınırsızca eğlenceye kaptırması ve hedonistçe bir Roma çılgınlığıyla varoluşun sorumluluğunu unutması isteniyor.

Hayatlarımız kampanyalar ve reklam sloganlarıyla yönlendirilirken bilinçaltımız da yeniden üretiliyor. Heraklitos’un söylediği gibi “Bir şey, başka şey ve her şey olmuştur”. Ama biliyoruz ki kendine ait bir niteliği olmadan varolmak aslında yokluktur.

Denklem değişiyor ve düşünmek varolmaya yetmiyor, tam tersine yok sayıyor seni dünya. Elbette hayat önüne ne koyarsa yemeye mecbur olanlar için böyle. Çünkü sistemin kökünü tanıyanlar yapraklarından etkilenmez. Yoksa ucuz filmlerden, dizilerden, reklamlardan ve pop kültürden  bizim suretimizde başka ve kof bir yaşam oluşturuluyor.

ÇALIŞAN SİZ, TATİLE GİDEN BAŞKA BİRİ

“Yok canım o kadar da değil” diyenlere şunu söyleyebilirim: Şeytanın en büyük gücü, kendisinin varolmadığına inandırmasıdır. Şeytan, kulağımıza hep mutluluk masalları, daha doğrusu mavalları okur. Hep boş hayaller kurdurup; sahte, ucuz ve konforlu bir hayat vaat eder. Ağda kıvamında bir eğlence arzulanır hale getirilir. Yaz tatili, tıklım tıklım bir yalnızlık içinde tüketimin körüklendiği bir müzik haline dönüşür. Dikkatle dinlenmese de bilincimize yerleşir, kendimizi bir reklam cıngılını mırıldanırken yakalayabiliriz. Çalışan sizsininizdir ama tatile giden başka biridir.

ZAMANIN VEBASI YÜZEYSELLİK

Endüstri devriminin başında, İngiltere’de eğitim yeniden düzenlenirken, yönetici sınıf, çalışanlara okumayı öğretmeye, ancak yazmayı öğretmemeye karar vermiş. Okumalıydılar çünkü verilen talimatları anlamaları gerekiyordu. Yazmamayı bilmemeliydiler, çünkü düşüncelerini açıklayacakları tehlikeli bir şeydi bu. Elbette her şey gibi, insanın yaratılması süreci de değişip gelişiyor. Bu konuda yukarıda anlattıklarımın dışında önemli bir etken daha var. Bu da cehaletin artık bilgilendirmeyle yapılmasıdır. Kitaplar genellikle aydınlık bir dünyaya açılan kapının anahtarı bilinir. Ama her anahtar kapıyı açabildiği gibi kilitlyebilir de. Bunun adı kitsch olana yöneliştir. Sanat başka aynalarda kendini görmek, kalıpları kırmak, başkaldırmak, gelecekten kaygı duymak ve harekete geçmektir.

Kitsch ise bunun tam tersidir. Dünyanın içinde bulunduğu durumdan, gidişattan memnun ve süregelenle barışıktır. Çok zahmet gerektirmeden yüzeyselce üretilmektedir. Tüketen açısından da önemli olan zevk almaktadır. Yalancı bir mutluluk, bireyci bir huzur ve sahte dertleniş hâkimdir. Kitsch sanıldığı gibi yeteneksizlikten kaynaklanmaz, tersine isteyerek yapılan bir çirkinliktir. Stuart Mill: “Bugün dünyanın genel eğilimi, vasatlık kültürünü insanlığın en büyük gücü yapmaya çalışmaktır” der. Ulvi bir amaç varsa bile vasat olan, her şeyi kendine benzeterek küçültecektir. Bu yüzden zamanımızın vebası yüzeyselliktir. Aslında bir insanın neye değer verdiği, onun en önemli tanımıdır.

ZAMANDAN YOKSUN KALMAK

Öte yandan koşuşturma içerisinde, iki dakika oturup düşünmeye fırsat bulamadığımız hızlı bir yaşam sürmemiz dayatılıyor. Bedenimizi, benliğimizi yakıp kavuranları bile hissetmeyecek derecede meşgulüz. Belki bizi arayanlar var ama meşgulüz. Kendimize dahi kapsam dışı kalıyoruz ve herkes Diyojence bir dil buluyor kendine. En kötüsü de zamanı kullanacak zamandan yoksun kalmak. Yaz tatilinde bile kendimizi yeniden tanımlayacağımız iyi bir kitap okumamaya bu kadar direnmemiz de ilginç. Bazen insanlar şiirden, edebiyattan anlamadığını söyler. Yabancı bir dil mi bu yahu diyerek üzülürüm. Ya da çok mühim bir kitabı yarım bırakırlar. Oysa hayat karşısında yarım bıraktığımız her kitap kadar yenik sayılırız. Çünkü iyi yazılmış her kitap, yaşanmamış bir hayattır.

KAFKA YERİNE 2SECRET

Yaşadığımız şu çağda şüphesiz insanın en önemli sorunu yaşadığı anlam kabızlığıdır. Kendinden başlayarak dünyayı anlamlandıramayan kendine yabancılaşmış ve sorumsuzlaşmıştır. Sistem insanların yüreklerinin yerine onun imitasyonunu koymuştur. Stefan Zweig “Seine Kıyısındaki Balıkçılar” öyküsünde bir tarihçinin betimlediği şu sahneyi anlatır: Nehrin kıyısında balıkçılar balık tutarken, arkalarında Fransız İhtilali olmakta ve Kral’ın kellesi uçurulmaktadır. Binlerce insan özgürlük şarkısı söylemektedir. Ama insanlık tarihinin en büyük olaylarından birine dönüp bir an için dahi bakmaz balıkçılar, belki de onlar balık tutmaya devam ettikçe iktidarda kimin olduğunu önemsemediklerinden. Bugün birçoğumuzun o balıkçılardan farkı yok işte.

Günümüzde insan en önce kendine köle kılınıyor ve bunun adı özgürlük oluyor. Böylesi bir ortamda da Kafka yerine, 2Secret gibi safsatalar trend haline getiriliyor.

Yine de Oscar Wilde’ın dediği gibi: “Hepimiz aynı bataklıkta yaşıyoruz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor”. Unutulmamalı ki yaz, haz olduğu kadar hasat mevsimidir de. Buğday fiyatlarını, en uzaktaki buğday tarlaları belirlermiş. Kültür de kitaplar da öyledir. Herkese deniz, kum ve sarsılarak okuyacağımız bol kitaplı, kitsch olmayan bir yaz tatili dilerim.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.