Header Ads

Cihan ve Oktay'ın Aileleri Kabul Etmiyor: Çocuklarımız Askerde İntihar Etmedi

Askerlik yaparken evlerine ‘intihar ettiler’ denerek naaşları gönderilen Cihan ve Oktay’ın aileleri, çocuklarının öldürüldüklerine dair kanıtlar olduğunu savunuyor.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun son 10 yılda Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) intihar vakalarının, şehit sayısını geçtiği yönündeki açıklamasının ardından ölüm şekilleri kayıtlara “intihar” olarak geçen bazı askerlerin aileleri, “Bizim oğullarımız intihar etmedi” diye isyan etti.

Bu ailelerden biri de 6 Ağustos 2010’da Şırnak, Beytüşşebap, Uzungeçit Komando Bölük Komutanlığı’nda görev yaparken intihar ettiği söylenen Er Cihan Alışır’ın ailesi... Çocukları öldüğü günden beri hukuk mücadelesi veren aile, “Cihan intihar etmedi, öldürüldü. Gerçekler açıklansın” dedi.

Cihan Alışır, 20 yaşındaydı, askerliğini uzun dönem olarak yapıyordu. Ortaokul mezunu Alışır ailesine destek olabilmek için birliğinde uzman çavuş olarak kalmaya karar verdi.

Alışlar, 5 Ağustos 2010 akşamı ailesini aradı. Annesine, “her şeyin yolunda olduğunu” söyledi. Amcası, Cihan’ın canının sıkkın olduğunu fark ederek, neyinin olduğunu sordu. Bunun üzerine Cihan, Teğmen H.E. ile sorunları olduğunu söyledi. Amca Tuncay Alışır, yeğeni ile son telefon görüşmesini şöyle anlattı:

“Morali bozuktu, anladım. ‘Ne oldu’ diye sordum. Teğmenle tartıştığını söyledi. Kendisinin mahkemeye gönderileceğini düşündüğünü söyledi. Komutanlarına iki gün dağda operasyon yaptıklarını ve yorulduklarını söylemişler. Tim komutanı da ertesi gün 16.00’ya kadar istirahat vermiş. Bunun üzerine Teğmen H.E. ile tim komutanı tartışmışlar. Tim komutanı, teğmene ‘Benim timime karışamazsın’ demiş. İstirahatleri iptal edilmiş. Yeğenim tepki göstermiş, ‘Böyle haksızlık olmaz komutanım’ diye... ‘Bunu kim söyledi’ diye teğmen çıkışmış. Bizimki de ‘Ben söyledim’ demiş. ‘Gel sen benimle’ demiş. Bölük komutanına götürmüşler. Ne olduysa o odada olmuş. 2-3 komutan varmış odada... Binbaşı, yüzbaşı, bir de bu teğmen. Kendi aralarında konuştuktan sonra çocuğu göndermişler, ‘Seninle yarın görüşeceğiz, şu anda ortam müsait değil. Yarın görüşüp ifadeni alalım’ demişler.”

‘İntihar etti şehit yazısı verildi’
Ailenin iddiasına göre; oğullarının öldüğü haberini vermek üzere gelen ekipteki askerler aileye ilk karşılaşmada, “Cihan boğazının üstünden kendini vurdu, intihar etti. Kamera kayıtlar var” dedi. Daha sonra gelen otopsi raporları ise Cihan’ın sağ göğüs boşluğundan vurularak öldüğünü gösterdi. Cihan’ın cesedi otopsiye gittikten sonra üzerinden çıkanlar aileye gönderildi. Verilen bilgilerin çelişmesinin ardından Cihan’ın annesine bir gece önce yazdığı ve cebinden çıkan mektup aileyi allak bullak etti.

Cihan bir gece önce kaleme aldığı mektubunda, “... bir teymen var... insanları sevmez sadece kendini sever sanki biz bu bölüğün askeri deyiliz. ... Anam eyer ki ben ölürsem tek sorumlusu teymendir” yazıyordu.
“İntihar etti” açıklamasına rağmen Cihan’a şehit töreni düzenlenmesi, cesedinin bayrağa sarılı getirilmesi ve aileye şehit yazısı verilmesi ise ailenin aklını daha da karıştırdı. Defin sırasında Cihan’ın kız kardeşi Çiğdem, gömülmeden önce son kez kardeşinin yüzünü görmek istedi. Gördüğü manzara Çiğdem’i şaşkına çevirdi. Zira kardeşinin bir dudak kenarında, bir burnunun yanında bir de alnında üç dikiş ile boynunda darp izi gördü.

‘Kovuşturmaya yer yok’ dendi
Tüm bu çelişkiler kanıt gösterilerek aile Askeri Savcılığa başvurdu. 2’inci Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı, Diyarbakır’da ailenin açtığı davada kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Aile elindeki delillerle temyize gitti ve başvuruları “Olayın daha geniş ve ayrıntılı şekilde soruşturulması” gerektiği söylenerek kabul edildi. Kriminal incelemede, Cihan’ın ellerinde yapılan araştırmada atış artığına rastlanmadı. Otopsilerde atışın ne kadar mesafeden yapıldığı bir türlü kesin olarak bulunamadı. Tutanaklara olay “sebebi belli olmayan intihar” diye geçti. Aileye Cihan’ın mezarı başında geçen sene doğumgünü olan 27 Ocak’ta karşılaştıkları asker arkadaşı, “Cihan’ı 3 kişi vurdu” dedi fakat savcılığa verdiği ifadede söylemini değiştirdi.
“Biz çocuğumuzu devlete teslim etmiştik” diyen amca Tuncay, dava askeri savcılıkta devam ettiği sürece bir sonuca varamayacaklarını düşünüyor.

‘Kendini kafasından vuramaz’
İsim vermek istemeyen bir başka aileye ise Doğu’da askerlik yapan oğullarının henüz üç ay önce intihar haberi gelmiş. Oğulları sabaha karşı 04.00 civarında dışarıda bulunan tuvalete gidiyor. Dönüşte ise kendisini kafasından vurduğu iddia ediliyor. Çocuklarının kendisini iddia edilen açıdan kendi kendine vurmasının imkansız olduğunu söyleyen aile, raporlar ellerine gelene kadar kimliklerinin gizli kalmasını istiyor.

Kafasından iki kurşun çıktı
Murat Oktay Can, Tunceli Hozat Sarıtaş Karakolu’nda askerliğini yapıyordu. 5 Ekim 2009 günü ailesine intihar ettiği haberi geldi. “5’inde olaydan önce beni aradı. Yakında izne geleceğini söyleyerek, ‘Mangalı hazırla’ dedi” diyen baba oğlunun intihar etmediğini, komutanı tarafından vurulduğunu öne sürüyor. “Baba Can, “Oğlumun kendi silahı ile kendisini alnından vurduğu söyleniyor. Fakat otopside raporda yer almasa da kafasından iki kurşun çıkıyor ve burnunun yanında bir dikiş izi bulunuyor. Ben de bunların hepsinin kanıtları” diyerek oğluna ne olduğunun açıklığa kavuşmasını istiyor. Can olay yerindeki kanların yıkatılması ve nöbet kulübesinin yıktırılması ile delillerin karartıldığını iddia ediyor.

(Burcu Ünal/Milliyet)

1 yorum:

  1. Allh belelarini versin bnm abimi de öldürdüler Şanlıurfa da sabah 4 detuvalete gitti gidiş o gidiş öldürdüler nöbet yerine koydular intihar dediler

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.