Header Ads

Bir Zahmet Ölmeyin Canım Siz De!


- TUĞÇE ÖZSOY -
“Kadınlar ne istediğini bilmez” ve “bir kadın 'hayır' diyorsa, o aslında 'evet' olabilir” diye kim soktuysa ilk erkeklerin kafasına, herhalde ciddi bir derdi vardı kadınlarla. Çünkü sayesinde, sürekli devam ettirilen bu algı, erkeklerin hem en sinir olduğu hem de birçok zaman en işine yarayan sığınağı hâline gelerek, hiç bitmek tükenmek bilmedi.

Kendime görev arz edip, sesleneyim erkeklere, “koskocaman bir yalan o!” Hatta adım adım hecelere bölerek bile anlatabilirim gerekirse her gün. Kendinden emin olan ve kişiliği oturmuş her insan, istediği şeye “evet”, istemediğine “hayır”, ve ancak kafasını kurcalayan şeyler varsa “bilemiyorum” ya da “belki” der. 

'Metropol insanı' denilen koftiden ve burnu büyük kavramın kapris ve kompleksli tavırında sanmayın herkesi.

Oturup bir düşünün ya da bir zahmet, Anadolu'daki “sevdiğine kaçmak” diye bir deyişin olduğunu. Çünkü ne pahasına olursa olsun, yapmak istediği şeyin arkasından gitmeyi de gayet iyi bilir kadınlar. Ama kadınların ne istediğini söylemeyeceğini ya da bir değişik türüyle 'bilmeyeceğini' düşününce, 'nasılsa hoşlanır' ve 'benim için önemli değil, ben istiyorum, yeter' algısına evriliyor.

2 hafta önce gazetelerde okuduğumuz davalıların 'iyi hâl ve N.Ç'nin söz konusu zaman zarfında kendine yapılanların farkında ve yapılanlara rızası' olduğu gerekçesiyle serbest bırakılmasıyla sonuçlanan iğrençlik, şimdi 21 yaşında olan N.Ç'nin 13 yaşındayken Adalet Bakanı'na yazdığı mektubuyla ortaya çıkmıştı. Şöyle diyordu: “12 yaşındayken babam ve dedem yaşındaki onlarca adam bana 7 ay boyunca 'zorla' tecavüz ettiler.”

Haberin üzerinden 2 hafta geçince, insan satırları daha iyi algılamaya başlıyor. “Zorla tecavüz ettiler” diyen 13 yaşındaki bir çocuk, belki kelimeleri düzgün seçememiştir, diyebilirsiniz; ancak  “zorla tecavüz” kavramı, birçok insanın yaygın kullanımı-aldanışı-dır. Tecavüzün, zaten kişinin rızası olmadan anlamını taşıdığını bilmeyip, hoşuna gittiği ya da “kadınlar zaten ne istediğini bilmez, söylemez” yanılgısının torununu sahiplenmektir.

Ve bu davanın ve diğer yüzbinlercesinin sonucu, ve tecavüz pornosu, şiddet pornosu, ve koruyamayıp evine kocasının yanına geri gönderilmekle sonuçlanan olayların ardı arkası kesilmezken hafta başında ve ortasında olmak üzere, iki iğrençlikle daha karşılaştık. Bunlardan birini , “tecavüz ödüllü ve garantili bayıltıcı sprey!”

Sayfanın daha fazla insan tarafından farkedilmesinin ardından kaldırılan bu reklam aşağıdaki resim ve tanıtım yazısıyla sunuluyordu işte! “Hayır dediyse, o nasılsa istediğini bilmiyordur ya da sinirinizi bozuyordur, umursamayın, tecavüz edin 1 saat rahat rahat”ın, allanmış pullanmış PR'lanmış hâliyle!

Alttaki yorumların tümü ise algıyı ve rezaletlere yelken açan davaların sonucunu pek de güzel açıklıyordu. “Kız arkadaşım, karım, mahalleden bir kadın istemedi, sıktım, 1 saatte işimi gördüm.” Çünkü 'işini' gören adamların 'işini görmesi', “iyi hâl”le yırtıyordu davalardan. İşini öldürmek ve bir şekilde şiddet uygulamak suretiyle görenlerin dosyaları kapanıyor ve kurbanları paşa paşa yine çevrelerine salıveriliyordu. Komşular ve aileler, “kadının yeri, kocasının, erkeğinin yanıdır” diyerek, polis çoğunlukla “aile içi şiddetti”, “karı koca arasına girilmez”lerle sonuçlandırarak kırılan hayatları yen içine sokuyor, üstüne bir de daha da kırdırıyordu ki; en azından aile içi şiddetini ve geri gönderilmeleri mevcut şartlarla çözmeye çalışanlar, ikinci rezalete imza attı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi uzmanları, “koca şiddeti”ne karşı, doğal afetler için hazırlanan tedbirler listesi gibi zavallılık abidesi bir nasihat listesi çıkardı: “Dayak  anında cenin pozisyonu alın ve kendinizi darbelerden korumaya çalışın, tehlikeli alet bulunan mutfak gibi yerlerden kaçının, evde güvenli bir yer belirleyip oraya kaçın.”

“Bu ülke böyledir, şöyledir” ahkâmları kesebilecek duruma gelmedim de, tüm reklamlar, diziler ve en kötüsü adalet sisteminin tek bir kapıya çıkarması, insanı hem acıdan ve öfkeden kıvrandırıyor, hem de utandırıyor.

Sistem tüm ışıklarıyla aynı yolu gösteriyor: “Bir zahmet ölmeyin, şiddetçinizle mutlu olmaya çalışın.”

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.