Header Ads

Bir Direniş Öyküsü: Cansel Malatyalı

- yazı: İSMAİL OZAN DEMİREL -
Kürsüden bir emekçiyi kovmanın ne kadar doğal olduğunu anlatıyordu İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Taner Yüzgeç, 2 Haziran’da. Birçok siyasi partide ve sendikada işten çıkartmaların olduğunu, bunlara yönetimlerin inisiyatifi olarak bakmak gerektiğini söyledi önce. Sonuçta tüm alacakları verilmiş, mağdur edilmemişti Cansel Malatyalı. Zaten işten atan yönetici aynı zamanda işe alandı. Yani biz aldık, biz atıyoruz size ne oluyor diyordu kısaca. Bir ara hızını alamadı, yönetim olarak asıl biz mağdur edildik deyiverdi. Kendisini emekten ve halktan yana olarak tanımlayan örgütün bir yöneticisi, ayakları sımsıkı yerde olan Marksizmi tepetaklak etmiş, işçi-işveren arasındaki ezen-ezilen ilişkisine yeni bir boyut getirmişti.

Cansel abla geçimini, emeğini satarak kazanan milyonlarca emekçiden biri. 4,5 yıldır temizlik ve çay servisi işlerinde özveriyle çalıştığı İMO Genel Merkezi’nin işine son verdiğini bir gün iş çıkışı eline tutuşturulan bir kâğıttan öğrendiğinde “kaderine” razı olup başının çaresine bakmaktan daha zor ama onurlu bir yol seçti. Şubat’ın 20’sinden beri performans yetersizliği gibi uydurma bir gerekçeyle kapı önüne konulduğu İMO’nun önünde direniyor. “Maruz kaldığım baskılara, onursuzca aşağılanmalara ve hakaretlere bugüne kadar işimi kaybetmemek için hep boyun eğdim. Şimdi işimi geri almak için direnen bir emekçi olarak bana bu zulmü yapanların karşısına dikileceğim” diyerek başladığı direnişinde bugün 154’üncü gün. Ne Ankara’nın kara kışı, ne İMO yönetiminin hakkındaki kara propagandası, ne 60’ıncı gününde direnişten çekilen sendikası Tez-Koop-İş’in ihaneti ne de polisin baskı ve gözaltıları direnişini bitirebildi.

Modern zulüm: Mobbing
Cansel abla işten çıkartıldıktan sonra işe iade davasıyla birlikte bir de mobbing davası açtı. Direnişe başladığını duyurduğu bildirisinde bir emekçiyi keyfi olarak işten çıkaran yöneticilerin işyerinde uyguladığı baskıyı anlatıyordu. Yönetim katındaki tuvaletin personele yasaklanmasından yemek parasının maaşından kesilip odanın lokalinde yemeye zorlanmasına, çalıştığı iki metrekarelik çay ocağına kapı yapılması ve mutfaktan çıkışının kısıtlanmasından, sürekli aşağılama ve hakaretlere kadar yaşadığı uygulamaları anlatıyor ve bize şöyle sesleniyordu: “İşimi geri alana ve onurlu bir şekilde çalışana kadar mücadele edeceğim. En insani hakkım olan iş hakkımı geri alma mücadelemde desteğinizi bekliyorum.”

Yaşasın sınıf dayanışması
Cansel abla İMO binasının duvarına “İşimi Geri Alana Kadar Oturma Eylemindeyim” ve “Oturma Eyleminin X’inci Günündeyim” pankartlarını asıp küçük bir masaya bildirilerini ve imza metnini koyarak başladı direnişe. Ankara’nın kara kışında, devlet daireleri bile tatil edilirken Cansel abla direnişine ara vermedi. Kovulmadan önce işlerini yetiştirmek için işe mesai saatinden bir saat önce gitme alışkanlığını bozmadan, her sabah erkenden çayını demledi, yerleri süpürdü, pankartını açtı, masasına bildirilerini dizdi ve emekçilerden destek bekledi. Direniş, önce Necatibey Caddesi’nden geçen halkın dikkatini çekti. İşe giderken aldığı simidini paylaşan, tıka basa dolu otobüslerin içerisinden el sallayan, demlediği çayı ikram eden emekçiler, Cansel ablaya yalnız değilsin biz de senin tarafındayız diyorlardı. Sendikası Tez-Koop-İş’in de destek vermesiyle kısa sürede eylemler kitleselleşti. İMO’nun önü halayların çekildiği, sloganların atıldığı, basın açıklamalarının yapıldığı bir direniş alanına döndü.

Sendikayla birlikte birçok devrimci ve sol kurumun/çevrenin sahiplendiği direnişi İMO yöneticileri önce görmezden gelmeye çalıştıysa da direnişin 10. gününde açıklama yapmak zorunda kaldılar. En iyi savunma saldırıdır prensibiyle Cansel ablanın niyetinin odaya çamur atmak olduğunu ve yapılan iş tekliflerini kabul etmediğini söylediler. Sonrasında Tez-Koop-İş sendikası yaptığı açıklamada görüşmelerde sendikanın da olduğunu ve iş teklifinin söz konusu olmadığını söylese de, İMO yönetimi bu söyleminden vazgeçmedi. İşten çıkarttıkları bir emekçinin direnişine olan öfkelerini, bazen arabalarını direnişçilerin üzerine sürdürerek, bazen de lokalden geç saatte içkili çıkıp hakaret ederek kustular.

Sendika direnişi bırakıyor
İşten atıldığında Cansel ablanın gittiği ilk yer olan sendikası Tez Koop-İş ise bağlı olduğu konfederasyon Türk-İş’in işçi direnişlerini işveren ile anlaşıp bitirme geleneğini bozmadı. İMO önünde üç kez kitlesel basın açıklaması yapan, her açıklamada direnişin haklılığını ve meşruluğunu vurgulayan, Cansel Malatyalı’yı işe geri alınana kadar destekleyeceğini ve yılmayacağını söyleyen sendika, işverenlerin çağırdığı bir toplantıda ikna edilip 60’ıncı gününde direnişi bıraktı. Sendikanın davayı geri çekip çadırı kaldırması teklifine Cansel abla olumsuz yanıt verince “örgütsel zaafiyet gösterdiği” gerekçesiyle sendika direnişi bırakmış oldu. Sendikanın direnişi bırakmasının ardından Cansel abla, Tez-Koop-İş önlüğünü çıkartıp direnişe devam etti.

Direnişin 60’ıncı gününde gece-gündüze dönme kararı alan Cansel ablaya, bu sefer de Ankara polisi saldırmaya başladı. İMO Genel Kurulu’na kadar bir haftada üç kez saldıran polis Cansel ablayı ve destekçilerini gözaltına aldı, çadırı söktü. Cansel ablayla beraber gözaltına alınan devrimcilerden İvme dergisi yayın kurulu üyesi mühendis Barış Önal sonrasında Cansel Malatyalı’yı desteklemenin de içinde olduğu bazı suçlardan tutuklandı.

Bizim için direniyor
Cansel Malatyalı’nın işe geri dönme talebi her ne kadar bireysel olsa da, direnişi geniş bir emekçi kesimini temsil ediyor. Güvencesiz çalıştırılan, işyerinde mobbing’e maruz kalan ve belki bir gün cep telefonuna gönderilen bir mesajla atıldığını öğrenecek olan çalışanlara işten atılmanın bir kader olmadığını anlatıyor Cansel abla.

Necatibey 57 numarada açtığı çadırda, uzun süreli ve sonuç alıcı bir direniş örgütleme iradesini gösteremeyen, sokakta bedel ödemektense siyaseti salonlara hapsetmeyi tercih eden, sınıfsal çıkarlarını pragmatizme teslim etmiş “solculara” direniş dersi veriyor. Vicdanınızı yanınıza alıp beş aya yakın bir süredir keyfi olarak çıkarıldığı işine iade talebiyle başlattığı direnişine destek olmak için geldiğinizi söylemeniz yeterli.

İSMAİL OZAN DEMİREL:  ODTÜ, İnşaat Mühendisliği, araştırma görevlisi

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.