Header Ads

Kadın Vicdani Retçi Umman Deniz Karabay: Eli Silah Tutan Çocuk Doğurmayacağım

Barış İçin Vicdani Red Platformu, hükümetin yapmayı planladığı vicdani red düzenlemesine ilişkin İnsan Hakları Derneği'nde açıklama yaptı. Umman Deniz Karabay sözlü olarak vicdani reddini açıkladı. Kasım Doğan, Özgür Küçüktülü ve Eylem Karakaya'nın platforma yazılı olarak sunduğu vicdani ret beyanları okundu.

'ELİ SİLAH TUTAN ÇOCUK DOĞURMAYACAĞIM'

Umman Deniz Karabay, vicdani reddinde, "Özgür irademi, aklımı ve vicdani tüm haklarımı kullanarak dünyayı teslim almaya çalışan kapitalist düzeni ve onun tüm alt sistemlerini, militarizmi, militarist düşünce ve her türlü yansımasını reddediyorum. Bir kadın olarak bu dünyaya eli silah tutan, gözlerini ve ruhunu şiddet bürümüş, erklik duygusuyla özünü kaybetmiş çocuklar doğurmadığımı ve doğurmayacağımı bildiriyorum" diye konuştu.

'İNSANLIK BORCUMDUR'

Kasım Doğan, yazılı beyanında, "Bu ülkenin insanlarının yaşama hakkını dahi garanti altına alamadığı gibi, böyle bir hakkın her an feragat edilebilecek bir şey olduğu fikrini her zerremize yerleştirmeye çalışarak can alma yetki ve yetisine sahip olduğunu düşünen yönetime karış vicdani red hakkımı kullanmak insanlık borcumdur" dedi.

BARIŞ İÇİN VİCDANİ RED

Eylem Karakaya ise, "İnsanlar tarafından çizilmiş ülke sınırlarını, kana kan mantığını, silahlanmayı ve tabi ki askerliği, hakların ve insanların yok edilmesi için söylenen şiddet/nefret söylemlerini, 'vatan uğruna dökülen kanları' reddediyorum. Barış için vicdani reddimi açıklıyorum" şeklinde yazılı beyanda bulundu.

KÜÇÜKTÜLÜ TOTAL RED AÇIKLADI

Özgür Küçüktülü, "Bütün egemenlere inat, bana herhangi bir şeyi zorla yaptırmaya kalkanlara inat askere gitmiyorum. Ben birilerinin çıkaracağı yasaları bekleyerek başkalarının ödediği bedellerden yararlanmayı da reddediyorum, aynı zamanda yeni düzenlemelerle istemediğim devlet yapılarının içinde farklı bir askerliği yapmayı da reddediyorum" diyerek vicdani reddini açıkladı.

BEDELLİ ASKERLİK ÇÖZÜM DEĞİL

Barış İçin Vicdani Red Platformu adına konuşan Oğuz Sönmez, 1 milyon kişinin tecilli, yoklama kaçağı, bakaya durumunda olduğunu belirtti, "Gençler çeşitli sebeplerle, kendilerine dayatılan zorunlu askerlik sisteminden kaçmaktadırlar. Bu toplumsal yara, 'parasal vurgun' hesaplarıyla aşılmaya çalışılmaktadır. Bedelli askerlik, parası olanın yararlanabileceği, olmayan yoksul gençlerinin ise zorla askere alınacağı ya da 'kriminalize' edileceği bir sistemdir" dedi.

Sönmez, var olan sisteme alternatif olarak önerilen profesyonel orduya tepki gösterdi. Sönmez, “Önceleri 'zorla' şimdi ise 'parayla' asker yapılan yoksul gençlerin kaderi 'ölmek ve öldürmek' olamaz” şeklinde konuştu.

'İNAN SÜVER'E ÖZGÜRLÜK'

Sönmez, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Temmuz ayındaki Ermenistanlı vicdani retçi Bayatyan kararını hatırlattı. Karara göre, 'vicdani red; din, inanç ve vicdan özgürlüğü' kapsamına alındı. Sönmez, vicdani ve total retçilerle ilgili yasal düzenleme yapılmasını, tutuklu bulunan vicdani retçi İnan Süver'in serbest bırakılmasını, şimdiye kadar mağdur edilen vicdani retçilerin mağduriyetlerinin giderilmesini talep etti.

'BAYATYAN KARARI'NI GÖRMEZDEN GELİYOR'

Çok sayıda vicdani red davasının avukatlığını üstlenen Davut Erkan, yapılması planlanan düzenlemeyle, vicdani red açıklayan kişinin defalarca yargılanmasının önüne geçileceğini söyledi. Erkan, mükerrer cezalandırmayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının 2006 yılında verildiğine, Türkiye'nin 5 yıldır adım atmadığına, AİHM'in 2011 Bayatyan Kararı'nı görmezden geldiğine dikkat çekti.

'GASP ETMEYE ÇALIŞMAK EŞKIYALIKTIR'

Avukat Erkan, şöyle konuştu: "AİHM, insan hakları için standart değil, asgari sınırdır. Bir ülkenin vatandaşlarını insan olarak görmesinin asgari sınırıdır. Türkiye, Avrupa'nın en aşağı sınırında durmaya, onu bile yapmamaya çalışıyor. Vicdani red, insan olmamızdan kaynaklı en doğal hakkımızdır. Gasp etmeye çalışmak eşkıyalıktır, eşkıyalığa karşı başı dik durmaya devam edeceğiz."

haber: etha

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.