Header Ads

Kerbelos'un Adaleti


- GÖKSEL ARSLAN -
Geçtiğimiz hafta klasik burjuva hukuk tarihinde görülmemiş bir olay yaşandı. KCK ya dönük 16 ilde yapılan eş zamanlı operasyonlarda 50’ye yakını avukat olmak üzere 100’ü aşkın kişi gözaltına alındı. Bu kapsamda İstanbul da gözaltına alındıktan sonra İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen 43 kişiden 41 i avukattı. 33'ü tutuklandı. Avukatların ortak özelliği A. Öcalan nın avukatı olması. Kuşkusuz  daha önceki yıllarda siyasi davalara bakan birçok avukat tutuklandı fakat toplu tutuklama ilk kez olmakta.

Klasik ilkeler olarak Uluslararası Barolar Birliği’nin ( IBA ) Eylül 1990 New York Genel Kurulu’nda benimsediği ve uyulması zorunlu ilkelerine kısaca bakmakta fayda var.

Buna göre; “Toplum ve idare önünde hiçbir avukat, müvekkil ile ya da aldığı davalar ile özdeş tutulmayacak”, “Hiçbir avukat, herhangi bir müvekkiline yasal danışmanlık ya da avukatlık yaptığı için cezai, medeni, ekonomik, idari yaptırım uygulanmakla tehdit edilmeyecek, korkutulmayacak ve zarara uğratılmayacak”, “ Avukata, görevine ilişkin özgürce araştırma ve bilgi edinebilme hakkı tanınacaktır.”

Anılan ilkelerin pratik yanını vurgulamak açısından dünyanın önde gelen siyasi dava avukatlarından “terörün avukatı” Jacques Verges iyi bir örnek sanıyorum..

Verges Filistin Kurtuluş Örgütü ( FKÖ ) eylemcilerinin savunmanlığını üstlendiği dönemde, örgütün yasadışı bir bildirisini bizzat açıkladı. Kuşkusuz tartışmalar yaşandı. Fakat Verges’ in gerekçeleri kabul gördü ve açıklama, avukatlık görevi veya daha doğrusu mesleki faaliyet çerçevesinde görüldü. Bugün görülür mü, kuşkulu.

 Kuşkulu, çünkü Türkiye deki kadar ivmesi yüksek, nobran ve sert olmasa da, ABD ve Avrupa’da da  klasik burjuva hukuku, neoliberal güvenlik devleti hukukuna doğru değişiyor. Dolayısıyla klasik ilkeler uygulamadan giderek kalkıyor.

Fakat yine de böylesine tek bir kişinin bütün avukatlarının  topluca tutuklanması neoliberal burjuva meşruiyetinin dahi aklının alacağı bir şey değil.

THEMIS’DEN  KERBEROS’A

Themis klasik burjuva hukukunun simgesi. Yunan mitolojisinde  ilahi adaletin varoluşu. Bir elinde terazi öteki elinde kılıç tutan, “adalet ve düzeni” temsil eden gözleri bağlı bir kadın. Kadın oluşu bağımsızlığının, elindeki terazi adaletin ve bunun vicdani şekilde dağıtılmasının, diğer elindeki kılıç ise keskinliğinin simgesi.  Burjuva toplumsal sınırlar içinde beklenen, bağımsız, “adaletli”, burjuva meşruiyetin hukuk düzeninin ifadesi.

Oysa, yeniden yapılanan ve son yıllarda yaşanan hukuk uygulamaları gösterdi ki, Themis in “adalet” ini beklemenin zamanı çoktan geçti. Ömrünü tamamladı.  Artık Kerberos un “adalet” i var.  Yargıç bağımsızlığının olmadığı, savunma dokunulmazlığının olmadığı, neoliberal güvenlik devleti adaleti.

Kerberos, Hades'in yönettiği, ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik yapan üç başlı köpek . Görevi yer altına giren ölülerin tekrar yeryüzüne çıkmalarını önlemek. Kapıda güvenliği sağlamak.  Özellikle kapıların, eşiklerin ve sınırların bekçisi olmanın arketipi.

 Neoliberal güvenlik devletinin kapılarını, eşiklerini ve sınırlarının bekçisi olan hukuk ve onun adaletinin simgesi. 

Neoliberal güvenlik devletinde güvenlik paradigması merkezi bir yer işgal eder. Güvenlik algısı içine dahil edilen hiçbir toplumsal örgütlenmeye, eylemliliğe, hukuk alanı dahil, kamusal politik alanda var olma izni verilmez.  Yasal olarak engellenir, bu imkanı sağlayacak hukuki düzenlemeler hızla yapılır , otoriter  uygulamalar giderek yaygınlaşır, devlet aygıtlarının yasal şiddet alanı giderek genişler. Ekonomik talepler, demokratik talepler güvenlik sorunu olarak terörizmle ilişkilendirilir. Her şey hukuka uygundur Çünkü hukuk güvenlik sorunu merkeze alarak kodlanır.

Bilinir, neoliberal yeniden yapılanma, devletin baskı ve zor aygıtları ve bu aygıtların yasal yetki alanlarını olabildiğince geniş tutan hukuki düzenlemeler olmadan imkansızdır.

Hukuki düzenlemeler güvenlik devleti  aygıtlarının giderek toplumsal meşruiyet kazanmasına yol açar ve 33 avukatın topluca tutuklanması, eşdeğer bir yankı yaratmaz. Kerberos un adaletini toplum kabullenmiştir.

MASAYI DEVİRME İMKANI

ABD de “Rosengberg’ler Davası” güvenlik devleti aygıtlarının tüm hesaplarını alt üst ederek
işlemesine engel olan tarihi davalardan biri. Her şey “evrensel hukuk”a uygundu. SSCB lehine casuslukla suçlanan Rosenberg’ler den hafif bir cezayla kurtulmak için suçsuz olduklarını ispatlayacak savunmalar değil, suçlu olduklarının itirafı istenmişti. Amaç açıktı; casusluk faaliyetleri sebebiyle toplu tutuklamalara başlamak. Rosengberg’ler bu yaklaşımı red ettiklerinde ve SSCB casusu olmadıklarını ısrarla açıkladıklarında, neoliberal güvenlik devletinin adaleti çökmüştü. Rosenberg’ler ölüm cezası aldı ve öldürüldü.

Peki, Rosenbergler Themis in temsil ettiği hukuki mecranın klasik retoriğini oluşturan "adalet, hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı” temelli kavrayışın sınırlarını kırmadan, neoliberal güvenlik devletinin “adaletine” darbe vurabilir miydi? Kuşkusuz hayır.

Kavramsal referans "evrensel hukuk,", temel yönelim olarak yeniden üretildiği sürece, neoliberal güvenlik devleti hukukunu meşrulaştırmanın öznesi ve nesnesi olma durumundan kaçınılamaz. Ne yazık ki hukuki mücadelenin sorunlarını klasik burjuva hukuku formasyonuna indirgemenin getirdiği uyum hali ve bu uyumdan özgürleşme ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkar.

Neoliberal güvenlik devleti adaletini darbeleyecek “evrensel hukuk”, verili pratik duruşuyla her ne kadar "kopuş" olarak görünse de, eleştirinin nesnesi ile aynı köklere sahip klasik burjuva hukuku olduğundan bunu asla sağlamayacak , verili olanı kaçınılmaz olarak ideo-hukuksal olarak yeniden üretip meşrulaştıracaktır.

Rosenberg’leri unutmamalıyız. Dolayısıyla verili hukukun işlevlerinin mutlak reddine sapmadan ,neoliberal güvenlik devletinin adalet anlayışının, hukuksal kurumlarının, kavramlarının sınırlarını, etkileme/kırma/aşma kavrayışını oturtabilmeli, şu "bütünsel" karşılığı  sakınmasızca çok berrak, tok bir sesle verebilmeliyiz.

“Kopuşu seçen, kaybettiği anda masayı devirme imkanına sahiptir her zaman; oyunun hakimidir.”*




*Jacques Verges, Savunma Saldırıyor, S.15, Metis Yay.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.